Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9119 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5813 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 12/03/2010NUMARASI : 2009/131-2010/56Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki bulunduğu ...ada 9 parsel sayılı taşınmazın ½ payını ölünceye kadar bakım akdi ile davalıya devrettikten sonra dava dışı kişiyle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak 6, 7 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin ½'şer paylarının davalı adına tescil edildiğini, ancak davalının birlikte yaşadıkları evi terk edip gittiğini ve 4-5 aydır bakım ile ilgili sorumluluğunu yerine getirmediğini ileri sürüp, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin feshini ve tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.Davalı, bakım borcunu yerine getirdiğini, fakat davacının eşyalarını toplayarak kendisini çocuklarının yanına bıraktığını, sözleşme gereği üzerine düşen bakım borcunu ifa etmeye halen hazır olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının edimini yerine getirememesinin davacının eylemlerinden kaynaklandığı gerekçesiyle, iptal-tescil davasının reddine, davacıya irad bağlanmasına karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.9.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat S. E.ile temyiz edilen vekili Avukat P. C.geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, akde aykırılık hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, iptal-tescil davasının reddine, davacıya irat bağlanmasına karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu ..ada 9 parsel sayılı avlulu kerpiç ev vasıflı taşınmazın tamamı davacı adına kayıtlı iken 30.10.2001 tarihli ölünceye kadar bakım akdi ile ½ payını birlikte yaşadığı davalıya temlik ettiği taşınmazın dava dışı kişiyle kat karşılığı yapılması sonucunda 6, 7 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin 1/2'şer paylarla davacı ve davalı adına tescil edildiği görülmektedir.Davacı, bakım koşullarının davalı tarafından yerine getirilmediğini belirterek, eldeki davayı açmıştır.Gerek taraf beyanları ve gerekse tanık anlatımlarından ölünceye kadar bakım akdinin sürdürülememesinin davalının değil; davacının kusurlu hareketlerinden kaynaklandığı sonucuna varılmaktadır. Mahkemece de, bu olgu benimsenerek tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş, davacı yararına irat bağlanmıştır. Bilindiği üzere; Ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme B.K.nun 511. maddesinde, “kaydı hayat ile bakma mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit” olarak tarif edilmiştir.Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekirki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları BK.nun 5l7. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan herbirinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.Öte yandan, BK.nun 517/son maddesi hükmüne göre; Hakim mukaveleyi feshedecek yerde, iki taraftan birinin talebi ile yahut re’sen artık birlikte yaşamalarına nihayet verip buna mukabil alacaklıya kaydı hayat ile bir irat tahsis edebilir.”Uyuşmazlığın değinilen hüküm (BK.nun 517/son maddesi) uyarınca çözüme bağlanması; bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanısıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır. Mahkemece, irat bağlanırken bu ilkeler gözetilmemiştir.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ve açıklamalar doğrultusunda araştırma yapılması, davalının belirli bir gelirinin bulunup bulunmadığı, dava konusu taşınmazlar dışında taşınmazı bulunup bulunmadığı, bağlanan iradın yeterli olup olmayacağı, gerekirse bilirkişi düşüncesine başvurularak yeniden bir değerlendirme yapılması ve davacı yararına irat bağlanması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 21.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.