MAHKEMESİ : DEVREK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/12/2006NUMARASI : 2005/331-2006/272DAVATaraflar arasında görülen davada;Davacı,kayden maliki bulunduğu 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazı davalının haksız kullandığını ileri sürüp elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı,dava konusu taşınmazı davacıdan aldığı vekaletname ile kiraya verip,kira bedellerini tahsil ettiğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,çekişme konusu taşınmazı davalının kullanmadığı,pasif husumetin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, bağımsız bölümlere elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan kat mülkiyeti kurulmuş binanın 4/208 arsa paylı zemin kat 1 nolu dükkan ile 21/208 arsa paylı birinci kat 12 nolu "mesken"nitelikli, yine aynı oranda arsa paylı 4.kat "mesken" nitelikli taşınmazın mülkiyetinin kayden davacıya ait olduğu, davalının taşınmazlarda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davacı, oğlu olan davalının üzerine düşen ailevi görevlerini yerine getirmediğini belirterek, oturması ve kullanması için muvafakat ettiği bir mesken ile " kahvehane" olarak kullanılan dükkanı terketmesi için ihtarname çektiğini, oysa, davalının taşınmazları boşaltmadığı gibi kendisine verdiği vekaletnameyi kullanarak anılan yerleri dava dışı kişiye muvazaalı olarak 10 yıllığına kiraya verdiğini, ve daha sonrada davalıyı vekillikten azlettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Gerçekten de, davacının davalıyı 7.12.2000 tarihinde vekil tayin ettiği ve 30.6.2004 tarihinde azlettiği sabittir.Davalının davacıya ait taşınmazları kiraya vermesi konusunda yetkili kılındığıda açıktır.Davacı azil tarihinden sonra davalının vekalet yetkisini kullanarak taşınmazları kiraya verdiğini ileri sürmüştür.Oysa biri mesken diğeri dükkan olmak üzere 2 taşınmazın 10.1.2002 15.1.2002 başlangıç tarihli sözleşmeler ile dava dışı kişiye kiraya verildiği, buna karşın azlin 30.6.2004 tarihinde gerçekleştiği görülmektedir.O halde davacının bu konudaki iddiasının kanıtlandığı söylenemez.Diğer taraftan, davacının taşınmazların azilden sonra kiraya verildiği halde önceki tarih itibarı ile sözleşmenin düzenlendiği iddiasına gelince; çekişmeye konu taşınmazlardan bir tanesi dükkan niteliğinde olup kahvehane olarak işletilmekte diğeri ise kahvehanenin üzerinde 1.katta bulunan 12 nolu mesken olarak kullanılan yerdir.Kahvehane olarak kullanılan yerin kira sözleşmesinin başlangıç tarihi 15.1.2002 meskene ilişkin sözleşmenin ise 10.1.2002 dir.Hemen belirtilmelidir ki kiracı D..B..'un kahvehane işletmek üzere idari mercilere müracaat ettiği ve Devrek Kaymakamlığının 13.4.2001 tarih ve 2001/68 sayılı onayı ile kendisine işletme ruhsatı verildiği ve kira tarihinden sonrada vergi levhasına yazıldığı sabittir.Buna göre her iki tarih gözetildiğinde davacının yukarıda değinilen iddiasının çekişme konusu kahvehane yönünden geçerli olmadığı anlaşılmaktadır.O halde, kahvehanenin davalı tarafından kullanıldığı gözetilerek mahkemece bu taşınmaz yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiş olması doğrudur.Bu taşınmaza ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine,Ancak, mesken nitelikli 12 nolu taşınmaz yönünden mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olduğu söylenemez.Taraflar arasındaki çekişmenin sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi bakımından tarafların göstermiş oldukları veya gösterecekleri tanıkların HUMK'nun 259.maddesi gereğince taşınmazın başında dinlenilmesi taşınmazın dava dışı kişiye kiraya verildiği halde, dava tebligatının hangi sebeple davalıya çekişmeli taşınmazda tebliğ edildiği üzerinde durulması, keza elektrik,su telefon abonmanının kimin üzerine kayıtlı olduğunun ilgili merciilerden sorularak saptanması neticeten taşınmazın kimin tasarrufunda bulunduğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken eksik tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının temyiz itiraz yerindedir.Kabulüyle hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince 12 nolu bağımsız bölüme hasren BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.9.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.