Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9096 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8192 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: ARHAVİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 02/06/2009NUMARASI: 2009/58-2009/90Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalılar adına tapuda kayıtlı .. ada 11 parsel sayılı taşınmazın 515.75 m2'lik bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılardan N.kesin hüküm bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, 3621 sayılı yasadan kaynaklanan tapu iptal ve terkin isteklerine ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu .ada 11 parsel sayılı taşınmazın mahallinde yapılan uygulama sonucu düzenlenen uzman bilirkişi kurulu raporuna göre 3621 sayılı yasanın 4. maddesinde tanımı yapılan kıyıda olduğu ve 28. 11. 1997 tarih 5/3 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sicilden terkini gereken bölümün tapusunun iptaline hazine adına tesciline ilişkin olarak kısa ve gerekçeli karar oluşturulmuş, daha sonra talepte bulunmamasına rağmen tavzih kararı tesis edilerek 03.02.2010 tarihli karar ile sicilden terkinine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, HUMK 455 ve devamı maddelerinde tavzih düzenlenmiş olup taraflardan birinin isteği üzerine hüküm müphem ve gayrivazıh olur veya mütenakıs fıkraları ihtiva ederse hükmün icrasına kadar düzeltilebileceği ya da çelişkinin giderilebileceği öngörülmüştür. Mahkemece, kurulan tavzih kararının sözü edilen ilkelere uygun olmadığı açıktır. Bu nedenle mahkemece verilen 03. 02. 2010 tarihli tavzih kararının ortadan kaldırılmasına karar verilerek, diğer temyiz itirazlarının incelemesine geçildi;Nevarki, eksiğin tamamlanması yoluyla dosyaya getirtilen belgelerden Arhavi Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.04.1974 tarih ve 1966/118 E. 1974/63 K. Sayılı tescil ilamında Hazinenin taraf olduğu görülmektedir.Buna göre HUMK’nun 237 m. de öngörülen kesin hüküm kamu düzeni ile ilgili olup çekişmeli taşınmaza ait olduğunun saptanması halinde kesin delil teşkil edeceği ve tarafları bağlayacağı kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, tescil ilamı ve eki krokisinin dava konusu taşınmaza uygulanması, dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığının uzman bilirkişiler aracılığıyla saptanması ondan sonra değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi; Kabule görede, Yukarıda değinildiği üzere dava sicilden kaydın terkini isteğine ilişkin olmasına ve gerek TMK 715 ve gerekse 3402 sayılı yasanın 16 ncı maddesi uyarınca devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağına göre, çekişmeli bölümün sicilden terkini ile yetinilmesi gerekirken hazine adına iptal ve tescile karar verilmiş olması isabetsizdir. Keza davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, yargılama gideri ve harçtan kabul ve ret oranına göre davalının sorumlu tutulmaması da doğru değildir.Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.