MAHKEMESİ : SİLİVRİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/07/2014NUMARASI : 2012/518-2014/351Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı, ortak mirasbırakanları Osman adına kayıtlı 1095 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 5 no'lu bağımsız bölümde elbirliği halinde malik olduklarını, davalının diğer mirasçıların izin ve muvafakatını almadan ortak murisin ölümünden beri taşınmazı tek başına kullandığını, davalı aleyhine Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/958 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açtığını ileri sürerek 12.09.2007 tarihinden itibaren dava tarihine kadar olan 5 yıllık dönem için 5.000,00 TL ecrimisil istemiş, yargılama sırasında davayı ıslah ederek ecrimisil isteğini 5.607,00 TL'ya yükseltmiştir.Davalı, dava konusu taşınmazın mülkiyetinin mirasçılar arasındaki rızai taksim sonucu kendisine ait olduğunu, dava açılmadan önce intifadan men ihtarının bulunmadığını, istenen ecrimisilin fahiş olduğunu, taşınmazın sadece yazlık olarak kullanılabildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazı yalnızca davalının tasarruf ettiği, ecrimisil talebinin yasal koşullarının oluştuğu, her ne kadar ecrimisil alacağı geriye dönük 5 yıl için 12 ay üzerinden hesaplanmış ise de; dava konusu yerin yazlık olup yalnızca yaz sezonu olan 3 ay için kullanıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1095 parseldeki 5 nolu mesken nitelikli bağımsız bölüm tarafların mirasbırakanı Osman adına kayıtlı olup, murisin 6.10.1994 tarihinde ölümünden sonra davalı tarafından yazlık olarak kullanıldığı, davacının, davalıyı ve diğer mirasçıları hasım göstererek 9.11.1999 tarihinde dava konusu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açtığı, o davanın takip edilmeyerek açılmamış sayılmasına karar verildiği, daha sonra davacının eldeki dava ile aynı gün yeniden ortaklığın giderilmesi davası açtığı, sonraki davanın kabul edilerek, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, bu kararın 14. HUKUK DAİRESİNCE 14.4.2014 tarihinde onandığı anlaşılmaktadır. ./..Hemen belirtilmelidir ki, TMK'nın 599. maddesine göre; mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla mirasçıların tüm tereke üzerinde hak sahibi oldukları tartışmasızdır. Dava konusu taşınmazı ecrimisil talep edilen dönemde davalının yazlık olarak kullanmak suretiyle tasarrufunda bulundurduğu saptanmak suretiyle ecrimisile karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davacı tarafın temyizine gelince; Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.Bilindiği üzere ecrimisil, kötü niyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu bir bedeldir. Somut olayda, Silivri ilçesinde yer alan, istenirse tüm yıl kullanımına bir engel bulunmayan dava konusu mesken nitelikli taşınmazın anahtarının davalıda bulunduğu, davalının taşınmazı sadece yaz aylarında kullanmasının kendi tercihi olup, yılın öteki aylarında da anahtarı elinde tutarak davacının tasarrufuna engel olduğu gözetilerek talep ve ıslah dilekçeleri de dikkate alınarak, bilirkişilerce bilimsel verilere uygun olarak hesaplanan, davacının payına isabet eden, son 5 yıllık ecrimisile karar verilmesi gerekirken, davalıdan senede 3 ay için ecrimisil tahsiline karar verilmesi doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.