Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9037 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 5502 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: SİNOP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 15/07/2010NUMARASI: 2009/121-2010/501Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalı adına kayıtlı olan 253 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 3.000 m²'lik kısmının kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığını ileri sürerek, tapu iptal ve terkin isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, keşfen saptanan kıyı kenar çizgisine göre davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, 3621 sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptal ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; özellikle 14 Mart 2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasanın 2.maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12.maddesinin üçüncü fıkrasına "Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil, tarafların sıfatına bakılmasızın uygulanır" cümlesi ve aynı Yasanın 3.maddesi ile de 3402 sayılı Yasa'ya "Bu kanunun 12 nci maddesinin üçünc?? fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki geçici 10. madde eklenmiş olup, 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmesi gerekli ise de; anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve 23.07.2011 tarihinde yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.Bilindiği üzere; 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez. Henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer ve kazanılmış hakkında ayrıcalığını oluşturur.Öyle ise; mahkemece 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birliştirme Kararı uyarınca belirlenen kıyı kenar çizgisine göre davanın kabulüne karar verilmiş olması doğrudur. Davalıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde, reddine.Ancak, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesinde; "... Avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği, 17.maddesiyle de davalı tarafın sorumlu tutulmaması süreci uzatılarak infaz edilmemiş karar için de geçerli olduğu”hükmü öngörülmüştür.O halde; 6099 sayılı yasa hükümleri gözetildiğinde, yargılama giderlerinden ve 29.5.1957 tarih 4/16 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulmuş olması doğru değildir.Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.