MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2009/284-2013/203Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16.06.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat S.G ile temyiz edilen vekili Avukat T. Y, Avukat U. Ç geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .. . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, 01.06.1981 tarihinde park, çocuk bahçesi ve oyun alanı olarak kullanılmak üzere kamuya bedelsiz olarak terk edilen ve tapu kütüğünden terkin edilen taşınmazın davalı belediye tarafından ihdas suretiyle 144 parsel olarak tapuya tescil ettirildiğini ve belediye hizmet alanı olarak belirlendiğini, bağışın mükellefiyetli olup, mükellefiyetin haklı neden olmaksızın yerine getirilmediğini ve bağıştan rücu hakkı doğduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.Davalı, aktif husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, işlemin şartlı bağış olmadığını, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; işlemin şartlı bağış niteliğinde olduğu, bağış şartının ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın öncesini oluşturan 23 parsel sayılı taşınmaz 175.550 m² miktarlı olarak davacı adına kayıtlı iken, 06.01.1981 tarihli Belediye Encümeni kararına dayalı olarak 01.06.1981 tarihli ve 1975 yevmiye numaralı işlem ile; ifraz beyannamesinde gösterilen kısımlarının yol, park ve çocuk bahçesiyle oyun alanları, yeşil saha ve yeşil bant olarak belediyeye bedelsiz olarak terk edildiği, yine ifraz işlemi ile oluşan 51 ila 110 parsel sayılı taşınmazların davacı adına tescil edildiği, 51 parselin Hazine’ye bağışlandığı, anılan işlem ile park, çocuk bahçesi ve oyun alanı olarak bedelsiz ./..terkin edilen alanın 18.09.2008 tarihli ve 4807 sayılı Belediye Encümen kararı ile ihdas edilerek belediye hizmet alanı olarak tesciline karar verildiği, 07.10.2008 tarihinde çekişme konusu 144 parsel sayılı taşınmazın ihdas suretiyle 9.212.51 m² miktarlı olarak davalı belediye adına tescil edildiği, davacı tarafından davalı belediye aleyhine İstanbul 3. İdare Mahkemesinde anılan taşınmazın belediye hizmet alanı olarak tesciline ilişkin 18.09.2008 tarihli ve 4807 sayılı Encümen Kararı ile anılan taşınmaz için verilen imar durumu belgesinin ve yapı ruhsatı ile revizyon imar planının iptali istemiyle açılan davanın reddedildiği ve kararın Danıştay 6. Dairesi’nin 2011/2665 Esas, 2013/3084 Karar sayılı kararı ile onandığı, mahkemece işlemin koşullu bağış niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı Vakfın belli bir amaç çerçevesinde (23 parsel sayılı taşınmazın ifraz işlemi için) davalı belediye lehine 1981 yılında bedelsiz olarak terk ettiği ve bu gerekçeyle tapudan terkin edilen taşınmazın bilahare belediye tarafından 18.09.2008 tarihli Encümen Kararıyla 144 parsel olarak ihdas edilerek belediye hizmet alanı olarak belirlenmesi ve terk amacı dışında kullanıldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil isteğini içerdiği açıktır.Öte yandan; mahkemece karara gerekçe gösterilen ve 06.01.1981 tarihli Encümen Kararı uyarınca Hazine’ye temlik edilen 51 parsel sayılı taşınmaza ilişkin işlemin açıkça bağış işlemi ile gerçekleştirildiği, oysa davaya konu taşınmaz hakkındaki işlemin; 6785 sayılı Yasanın 39. maddesi uyarınca kamuya bedelsiz terk işlemi ve bu kısım olduğu gözetildiğinde, iki taşınmaz hakkındaki davaların hukuki nitelik ve dayanaklarının farklı olduğu da kuşkusuzdur.Bu durumda, davanın bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olduğu şeklindeki nitelendirme ile sonuca gidilmiş olması doğru değildir. Hâl böyle olunca, eldeki davanın kamuya bedelsiz terk edilen taşınmazın iadesi nedenine dayalı olduğu gözetilerek tarafların toplanan ve toplanacak tüm delilleri değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.