Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8987 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 286 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2013NUMARASI : 2012/180-2013/352Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16.06.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat Ç.Ö Aracı ile temyiz edilen vekili Avukat N.S geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .. . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı babası İsmail’in maliki olduğu dükkan vasıflı 14 parsel sayılı taşınmazı oğulları olan davalılara 1/2 paylarla intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini satış şeklinde temlik ettiğini, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu belirterek miras payı oranında iptal ve adına tesciline, olmadığı takdirde miras payına karşılık gelen bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, temlikin mal kaçırma amaçlı olmadığını, mirasbırakanın mirasçılar arasında denkleştirme amacı taşıdığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece; çekişme konusu taşınmazın davalılara temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK) 388. (6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 298.) maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu HUMK'nun 389., (HMK'nin 297/2.) maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.Ne var ki, uygulamada HUMK'nun 381.maddesinin son fıkrasının (HMK'nin 294.maddesinin) getirdiği imkândan faydalanarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağı geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır../..İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK'nin yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum oluşturur. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Somut olayda, değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek, kısa kararda davacı yönünden1/3 pay üzerinden kabul kararı, gerekçeli kararda 2/8 pay üzerinden kabul kararı verilmek suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar oluşturulmuş olması doğru değildir. Anılan çelişkinin, iptal ve tescile karar verilen payların değiştirilmesi sonucunu doğurduğu gözetildiğinde yazı ve hesap hatası olarak nitelendirilmesi de mümkün değildir. Hal böyle olunca; hüküm 10.04.1992 tarihli ve 1992/7 Esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere bozulmalıdır. Davalıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.