MAHKEMESİ: KADIKÖY 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 05/07/2007NUMARASI: 2004/253-2007/233Taraflar arasında görülen davada;Davacı, dava konusu 9 nolu bağımsız bölümde kayıt maliki olduğunu, haklı ve hukuken geçerli bir neden olmaksızın davalının taşınmazı uzun zamandan beri işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve geriye dönük 5 yıllık ecrimisilin kademeli faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, babasının ikinci eşi olan davacı her ne kadar kayıt maliki olsa da çekişmeli bölümün babasına ait olduğunu, aynı binadaki diğer bağımsız bölümlerin de mirasçılar tarafından ortaklaşa kullanıldığını, ecrimisil isteğinin dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise, taşınmaz için yaptığı zorunlu ve faydalı masraflar karşılığı olmak üzere 30.000,00.-TL. tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsili isteğinde bulunmuştur.Mahkemece; elatmanın önlenmesi bakımından davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 15.664.00.-TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteği bakımından davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 15.664.00.-TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kayden davacıya ait çekişmeli 1404 ada, 80 parselde yer alan 9 nolu bağımsız bölümün üvey oğlu davalı tarafından kullanıldığı, eldeki davanın 26.04.2004 tarihinde açıldığı, 27.05.2004 tarihinde ise dava dışı kişiye satış yoluyla temlik edildiği anlaşıldığına göre, elatmanın önlenmesi bakımından "davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Ancak, davalının 20 yılı aşkın bir süredir çekişmeli taşınmazda zilyet olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Davacı, bu süre içerisinde, davalının kullanımına ses çıkarmamış, dava tarihine kadar da bir uyarı göndermemiştir. Bu durumda, taraflar arasında Borçlar Kanunu'nun 299.maddesi hükmü uyarınca ariyet sözleşmesinin yapıldığının kabulü gerekir. Süresiz olan bu kullanıma ses çıkartılmamış olması sebebiyle aynı Yasanın 340.maddesi hükmü uyarınca dava açılmakla ariyete son verildiği düşünülmelidir.Bilindiği gibi; gerek öğretide, gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.Öyle ise, davalının dava tarihine kadar taşınmazı davacının izni ile kullandığı ve dava açılmakla muvafakatin geri alındığı gözetildiğinde, dava tarihinden önceki dönem için davalının fuzuli şagil sayılamayacağı ve bu nedenle ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.