MAHKEMESİ: ESKİŞEHİR 2. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/12/2012NUMARASI: 2012/20-2012/202Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi ve eksik yazılan kimlik bilgilerinin ise eklenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı, paydaşı olduğu 865 ada 15 parsel sayılı taşınmazla ilgili Eskişehir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/1839 Esas sayılı dosyasından ortaklığın giderilmesi davası açtığını, ancak bazı paydaşların soyadlarının, bazı paydaşların baba adlarının tapu sicil kaydına yazılmamış olması, bazı paydaşların da isimleri ile baba adlarının yanlış yazılması sebebi ile bu kayıtların düzeltilmesi için dava açması konusunda anılan dosyadan kendisine yetki verildiğini ileri sürerek, yetki belgesine konu maliklerin kimlik bilgilerinin tashihine karar verilmesini istemiştir. Bilindiği üzere; Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nin 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2- Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4- İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5- Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğu söylenemez.Şöyle ki özellikle; imar parseli olan çekişme konusu taşınmazın geldisi olan kadastro parselllerine ait kadastro tutanakları getirtildiği halde, kadastro tespiti sırasında revizyon gören tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm gittilerinin ve bu kayıtlara dayanak varsa vekaletname, veraset ilamı, mahkeme kararı, satış senedi vs. belgelerin istenmediği, özellikle eski Türkçe olan kayıtların Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden bugünkü Türkçeye çevrilmiş suretlerinin istenmediği, kadastro tutanaklarında ismi geçen ve bilirkişi raporunda da belirtilen L.oğlu M..in eş ve çocuklarını gösterir nüfus kayıtlarının evrak arasına alındığı halde, Nakip oğullarından A.. ve H..B.. ve H.M..'in anne, baba, kardeşleri, eş ve çocukları ile sonraki alt soylarını ve mirasçılarını gösterir nüfus kayıtlarının temin edilmediği, anılan tüm kayıtların eksiksiz temin edilip yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunun denetlenmediği, öte yandan, tapu sicil kaydında geçtiği şekilde başka kişilerinin bulunup bulunmadığının nüfus müdürlüklerinden sorulmadığı, diğer taraftan çekişme konusu taşınmazın paydaşı olduğu kabul edilen ve o doğrultuda kimlik bilgileri düzeltilen kişilerin ilgili sıfatıyla bilgilerine başvurulmadığı ve somut olaya ilişkin beyanlarının alınmadığı görülmektedir. O halde; yukarıda değinilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.