Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8928 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5999 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: HENDEK SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 20/11/2012NUMARASI: 2012/254-2012/465Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, 1599 parsel yönünden reddine, diğer taşınmazlar bakımından ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, 1559 parsel yönünden feragat sebebi ile davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı, miras bırakan dedesi H..M..D..ın maliki olduğu 502 ada 2 parsel, 504 ada 1 parsel, 504 ada 8 parsel ile 1559 parsel sayılı taşınmazların sicil kaydında isminin hatalı olarak M.. H..olarak yazılı olduğunu ileri sürerek, anılan kayıtların nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesini istemiş, yargılama sırasında 1559 parsel yönünden davasından vazgeçtiğini bildirmiştir. Bilindiği üzere; Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davaların??n kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nin 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2- Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4- İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5- Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; kabul kapsamına alınan taşınmazlar yönünden mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğu söylenemez.Şöyle ki özellikle; çekişme konusu taşınmazlar imar parselleri olduğu halde imar öncesi geldi tapu kayıtları ile kadastro tutanakları ile varsa kadastro tutanaklarına dayanak kayıtların (ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte revizyon gören tapu kaydı, mahkeme ilamı, veraset ilamı, vekaletname vs.) getirtilmediği, çekişme konusu yerleri kimin, ne zamandan beri ve ne şekilde tasarruf ettiğinin araştırılmadığı görülmektedir. O halde; yukarıda değinilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak çekişme konusu taşınmazların maliki A. oğlu M.. H..'nun davacının miras bırakanı A..oğlu H.. M..D..olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de, yargılama sırasında davalı idare kendisini vekille temsil ettirdiği halde feragat sebebi ile ret kararı verilen 1559 parsel yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da isabetsizdir.Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.