MAHKEMESİ: ÇANAKKALE SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 23/01/2013NUMARASI: 2011/1379-2013/57Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı, aynı binada bağımsız bölüm maliki olan davalının komşu taşınmaza yaptığı inşaatın çatısını pencerelerinin hizasına getirdiği gibi, su sızmasını önleme ve hırsızlığa karşı tedbir bahanesi ile duvar örerek ışığını kapattığını, öte yandan bağımsız bölümünün pencere içlerini de tuğla ile örerek taşınmazına müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile, davalının davacıya ait 188 ada 38 parseldeki, 2. kat 6 nolu meskenin pencerelerinin içine kadar duvar yapmak suretiyle haksız müdahalesinin men'ine, pencere içlerine kadar davalı tarafından yapılan duvarların yıkımına karar verilmiş, karar yalnızca davalı tarafça temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kat mülkiyeti kurulu 188 ada 38 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu meskenin davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, mahkemelerce verilen kararların HMK'nin 297/2. maddesinde belirtildiği üzere, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması zorunludur.Somut olaya gelince, yapılan uygulama neticesinde düzenlenen bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi, kurulan hükmün de infaza elverişli olduğu söylenemez.Şöyle ki; keşif sonucunda teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen raporun ayrıntılı krokiye bağlanmadığı, çekişmeye konu pencerelerin davacıya ait bağımsız bölümün hangi cephesinde ve neresinde yeraldığının gösterilmediği, sayı olarak kaç pencereye müdahale edildiğinin belirtilmediği, bunu neticesinde de hüküm kurulurken müdahale edilen ve içlerine duvar örüldüğü bildirilen pencerelere atıf yapılmayarak infaza imkan sağlayacak bir hüküm kurulmadığı görülmektedir.Hal böyle olunca, teknik bilirkişilerden infaza imkan verecek şekilde krokili rapor alınması, müdahale edilen pencereler saptanarak krokiye bağlanması, bu doğrultuda düzenlenecek rapor ve buna bağlı krokinin ilamın eki niteliğinde olduğu hususun dikkate alınarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak biçimde yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.