Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 89 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2037 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacı ve müdahil davacının miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, davanın 03.11.2004 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açıldığı, 21.11.2005 tarih ve 2004/293 E.- 2005/317 K. sayılı karar ile mahkemenin görevsizliğine ve talep halinde dosyanın Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği, kararın temyiz edilmeksizin 09.01.2006 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.01.2006 tarihli yazı ile görevsizlik kararını Asliye Hukuk Mahkemesine gönderdiği, Asliye Hukuk Mahkemesinin de 21.01.2006 tarihinde dava dosyasını 2006/21 esasına kaydederek yargılamaya devam ettiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren anılan tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’un 193. maddesi uyarınca 10 gün içinde davacının görevli mahkemeye başvurarak tebligat yaptırması gerekir. 10 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilir.Somut olayda, Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının 09.01.2006 tarihinde kesinleştiği, 10 günlük hak düşürücü süre içinde davacı tarafın dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için herhangi bir müracaatta bulunmadığı, dosyanın mahkemece kendiliğinden (resen) görevli mahkemeye gönderildiği anlaşılmaktadır.Hâl böyle olunca, anılan tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’un 193. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esası yönünden karar verilmiş olması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.