Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8872 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 83 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: BERGAMA SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 29/03/2012NUMARASI: 2006/1222-2012/214Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacının, 20/03/1980 tarihinde H.. A.. ile 114 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 282 m²'lik kısmının satışı hususunda düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi düzenlediklerini, H.. A..in ölümü üzerine mirasçıların anılan taşınmaz üzerinde 282 m²'lik kısmı kendisine devretmemeleri nedeniyle açtığı ferağa icbar davası sonucunda Bergama Sulh Hukuk Mahkemesinin 11/05/1994 tarihli, 1994/246 esas 1994/365 Karar sayılı kararı adına tescil kararı verilerek 23/12/1994 tarihinde kesinleştiğini, ancak, davalı yanın davacıya isabet eden hisse miktarının 3306/250000 olduğunu bildiği halde mirasçılardang.e ait hissenin satış işleminin gerçekleştirilmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını ileri sürerek, G. A. mirasçıları tarafından davalı E..'e satışı yapılan hisse miktarının tapu kaydının iptali ile adına tescili isteğiyle eldeki davayı 6.11.2006 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, davanın, taşınmazın aynına, başka bir deyişle mal varlığına yönelik olduğu açıktır. Bu durumda müddeabihin değeri gözetilmek suretiyle mahkemenin görevinin belirleneceği tartışmasızdır. Bilindiği üzere, 04.03.1953 tarih ve 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bu tür davalarda çekişmeye konu taşınmazların değerinin toplamı dava değerini belirtir. Keza 492 sayılı Harçlar Yasasının 16. maddesi hükmü gereğince de, taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın değeri üzerinden harç alınacağı düzenlenmiştir.Öte yandan 6100 sayılı HMK'nun geçici 1. maddesi hükmü gereğince bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin kanunun 01.10.2011 tarihli yürürlüğünden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanamayacağı öngörüldüğünden davada 1086 sayılı HUMK'nun gözetilmesi gerekeceği izahtan varestedir. Ne var ki, mahkemece, keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın değeri saptanmış değildir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözönünde tutulması gereken bir usül kuralıdır. Hal böyle olunca, mahallinde keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın değerinin bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere işin esası yönünden hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.