MAHKEMESİ: SERİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/03/2007NUMARASI: 2006/348-2007/300Taraflar arasında görülen davada;Davacı, tapuda miras bırakanı adına kayıtlı çekişmeli 209 parsel sayılı taşınmaza, davalı tarafından haksız olarak sera, camekan, ahır yapılmak ve ağaç dikilmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davacının tek başına dava açamayacağını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, taşınmazın elbirliği mülkiyet üzere olduğu, davacının tek başına dava açamayacağı gerekçesiyle, el atmanın önlenmesi isteğin tefrik edilip, ayrı esasa kaydedilmesine, kal ve ecrimisil isteklerinin reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğiyle ilgili davası tefrik edilmiş, eldeki dava kal ve ecrimisile hasredilmiş ve mahkemece bu istekler bakımından davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 209 parsel sayılı taşınmazın, davacının miras bırakanı K... adına kayıtlı olduğu ve K...'in davacının dışında başkaca mirasçılarının bulunduğu, davalıların taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 702/4 maddesi hükmü uyarınca, ortaklardan herbiri topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir ve korumadan bütün ortaklar yararlanır. Bir başka ifadeyle, elbirliği mülkiyetine tabi olan taşınmaz bakımından açılan el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin davalarda, bir ortağın tek başına dava açması mümkün bulunduğu gibi, bölünebilir nitelikte olan ecrimisil istemi bakımından da pay oranında istekte bulunmasına yasal bir engel yoktur.Buna göre elatmanın önlenmesi davasının eldeki davadan tefrik edilmesinin yasal olduğu söylenemez. Gerek bu istek gerekse ecrimisil talebi yönünden davalar arasında fiili ve hukuki irtibatın varlığı düşünülerek aynı dava içerisinde çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.Öyle ise, mahkemece kurulan hükmün yasal olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildDavacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedendenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik öteki koşulların incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.09.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.