MAHKEMESİ : SİLİVRİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2013NUMARASI : 2009/106-2013/458Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. .’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ehliyetsizlik hukuksal sebebine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir.Davacı vasisi, davacı Yakup’un Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 20/09/2004 tarih 2004/834 E. 2007/1118 K. sayılı dosyası ile ayırt etme gücünden yoksun bulunduğu, sürekli bakıma muhtaç olduğu gerekçesi ile kısıtlanarak oğlu Gafur’un vasi olarak atandığını, vasilik görevinin kötüye kullanıldığının anlaşılması üzerine 30/01/2009 tarihinde vasinin değiştirildiğini, vasi dosyasında kısıtlının kayden malik olduğu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasının talep edildiğini, mahkemece taşınmazlar üzerine tedbir konulduğu halde tedbirin tapuya işlenmemesi sebebi ile dava konusu 836 parsel sayılı taşınmazın 29/06/2005 tarihinde davalı tarafından satın alındığını, fiil ehliyeti bulunmayan kısıtlının yaptığı işlemin hukuken hükümsüz olduğunu ileri sürerek 836 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazı satın aldığı Yakup’un kısıtlanmayı gerektirecek bir durumunun olduğunu bilmediğini, taşınmazı iyi niyetle bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının fiili ehliyetine haiz olmadığı, yaptığı satış işleminin hukuken geçersiz olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacının işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz bulunmadığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Dördüncü İhtisas Kurulu raporuyla saptandığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi kural olarak doğrudur../..Ne var ki; dava konusu 836 parsel sayılı taşınmaz 1/2 payla dava dışı Ali ve davacı Y.. D.. adına kayıtlı iken, Ali Dalgın'a ait payın 17/06/1999 tarihinde davalı A.. K.. tarafından satın alındığı, bilahare dava konusu Y.. D..’a ait 1/2 payın da 29/06/2005 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği, bu şekilde A.. K.. adına sicil kaydının oluştuğu kayden sabittir.Bu durumda, davacı Y.. D..'ın 1/2 payı üzerinden tapu iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile taşınmazın tümü üzerinden hüküm kurulması isabetsizdir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.