Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8833 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8006 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : GİRESUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/01/2013NUMARASI : 2011/330-2013/15Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekilleri ile feri müdahil A.. K.. tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.04.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi, diğer temyiz eden vekili Avukat A. K.geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden feri müdahil A.. K.. vekili Avukat, temyiz edilen feri müdahil F. R. E. vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki; davacı şirket adına kayıtlı olan çekişme konusu 33 parsel sayılı taşınmazda davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, her ne kadar davalı şirket taşınmazı önceki malikinden kiraladığını savunmuş ise de, kiralayan F. R. E. adına yolsuz tescil suretiyle kayıt oluşturulduğu, feri müdahil A.. K.. ile davacı şirket arasında yapıldığı ileri sürülen 20.04.2011 tarihli kira sözleşmesinin ise renkli fotokopi olduğunun bilirkişi raporu ile saptanmak ve böylece davalının 20.04.2011 tarihinden itibaren de A.. K..'in alt kiracısı olduğu yönündeki savunmasının dayanaktan yoksun bulunduğu gözetilmek suretiyle, mahkemece elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı şirket ile feri müdahil A.. K..'in temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacı tarafın temyiz itirazına gelince;Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.Somut olaya gelince, mahkemece davalı şirketin önceki malik F. R. E. ile yaptığı kira sözleşmesinin geçerli olduğu, ancak taşınmazın davacı adına mahkeme kararı ile yeniden tescil edildiği, 19.04.2011 tarihinden sonra geçerli bir kira ilişkisinin bulunmadığı gerekçesi ile bu tarihten itibaren ecrimisile karar verilmiş ise de; yukarıda da açıklandığı üzere F. R. E.. adına olan kaydın yolsuz tescil suretiyle oluşturulduğu ve mahkemece iptal edilerek yeniden davacı adına tesciline karar verildiği, anılan kararın kesinleştiği, yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil kararlarının ise kurucu değil açıklayıcı nitelikte olması nedeniyle geçmişe dönük olarak sonuç doğurduğu, bu itibarla davalının yolsuz şekilde kayıt maliki olan F.R. E.ile yaptığı 01.06.2010 tarihli kira sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olduğu, bu sözleşmenin gerçek hak sahibi olan davacıyı bağlamayacağı gibi, mahkeme kararının da 29.06 2010 tarihli ihtar ile davalı şirkete bildirildiği, davalının da bu ihtara cevap verdiği ve böylece durumdan haberdar olduğu anlaşılmakta olup, davalının ihtarın tebliğ edildiği tarihinden itibaren kötüniyetli şagil durumuna düştüğü açıktır. Hâl böyle olunca, mahkemece yukarıdaki açıklamalar uyarınca 29.06.2010 tarihli ihtarnamenin davalı şirkete tebliğ edildiği tarihten itibaren davalının ecrimisille sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere 19.04.2011 tarihinden itibaren ecrimisile karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davacı vekili için 1.100.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenlerden alınmasına, 29.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.