MAHKEMESİ : MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/07/2008NUMARASI : 2007/365-2008/457Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 2265 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümün kilidinin kırılarak davalı kardeşi tarafından 26.04.2001 tarihinden beri işgal edildiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ile ecrimisil isteminde bulunmuştur.Davalı, davacının talebi ile eve yerleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, el atmanın önlenmesi davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına; davalının taşınmazda davacının rızası ile oturduğu gerekçesiyle ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.01.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A.A.geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, 3 nolu bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, 26.4. 2001-26.4.2007 dönemi için 27,000 YTL. Ecrimisil isteğine ilişkindir.Davalı, dava konusu taşınmazda davacının bilgisi dahilinde oturduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, konusu kalmayan elatmanın önlenmesi isteği bakımından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.Çekişmeli 4 nolu parseldeki 3 nolu bağımsız bölümün tapuda davacı adına kayıtlı olduğu, bu yerde uzun yıllardır davalının oturduğu ve dava sürerken 21.11.2007 günlü tutanakla taşınmazın davacıya boş olarak teslim edildiği tartışmasızdır.Bilindiği ve gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı; hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.Somut olayda tanıklar davacının Almanya 'da yaşadığını, Türkiye'ye gelişlerinde dava konusu evde davalı kardeşi ile birlikte kaldıklarını, dolayısı ile davacının davalı kardeşinin kullanımına muvafakat ettiğini bildirmişlerdir.Bu durumda, davalının taşınmazı davacının muvafakati ile kullandığı muvafakatin ihtarname keşide edilmek suretiyle geri alındığı kabul edilmelidir.Hal böyle olunca, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği tarih ile dava tarihi arasındaki dönem için saptanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, bu isteğin tümden reddedilmesi doğru olmadığı gibi, her ne kadar yargılama sürerken taşınmaz boşaltılmış ise de , davalı davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekirken, bunların davacı üzerinde bırakılması da isabetsizdir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. Maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625,00-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.01.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.