MAHKEMESİ : CEYHAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/04/2008NUMARASI : 2006/72-2008/304Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, çekişme konusu 9 parça taşınmazın davalılar ile kendi miras bırakanları İ.D.U.adına kayıtlı olup, anılan taşınmazların davalılar tarafından haksız olarak kullanıldığını ve kendi kullanımlarının engellendiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuşlar, yargılama sırasında elatmanın önlenmesi yönündeki taleplerinden feragat etmişlerdir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, elatmanın önlenmesi davasının feragat nedeniyle reddine; ecrimisil isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.1.2009 Salı günü saat 09.30'da daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi davasının feragat nedeniyle reddine, ecrimisilin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazların bir kısmında tarafların miras bırakanının, bir kısmında ise dava dışı kişilerle birlikte tarafların miras bırakanının paydaş oldukları ve davalıların taşınmazların tamamını kullanmaları sebebiyle davacılar yönünden intifadan men olgusunun gerçekleştiği belirlenerek haksız işgal tazminatı niteliğindeki bilimsel verilere uygun olarak tespit edilen ecrimisil isteği bakımından davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ecrimisil miktarı yönünden davacıların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak, davacılar dava dilekçesinde ecrimisil isteği yanında elatmanın önlenmesini de talep etmişler, ne varki dava dilekçesinde ecrimisil yönünden dava değerini 10.000.-YTL olarak belirtirken elatılan taşınmazla ilgili olarak bir değer belirtmemişlerdir. Hemen belirtilmelidir ki, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre davanın nispi harca tabi olduğu ve 492 Sayılı Harçlar Yasasının 16.maddesi hükmü uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile istenilen ecrimisilin toplamından ibaret olacağı açıktır. O halde, dava dilekçesinde elatılan yerle ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle mahkemece davacılardan bu istek bakımından dava değeri sorularak açıklattırılıp, belirtilecek değere göre davacılara harç ikmali yaptırılarak, işin esasına girilmesi, gerekli araştırma ve uygulama yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, ondan sonra neticeye gidilmesi gerekeceği tartışmasızdır.Bu belirlemeye göre, yukarıda değinilen usuli işlemler tekemmül ettirilmediğine göre elatmanın önlenmesi isteği bakımından usulen açılmış bir davanın varlığından söz edilemez. Öyle ise, usuli dairesinde açılmış bir dava bulunmadığına göre olmayan bir davadan feragatta mümkün değildir.Hal böyle olunca, davada vekil ile temsil olunan davalılar yararına avukatlık ücreti tayin ve takdir edilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.