Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8713 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 7433 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: AYDIN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 26/04/2005NUMARASI: 2004/65-154Taraflar arasında görülen davada;Davacı, maliki olduğu dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazın 20 m2.’lik kısmının 2859 sayılı yasa gereğince yapılan yenileme çalışmaları sonucu davalıya ait 7 parsel içerisinde kaldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kadastro yenileme çalışmalarının 19.9.1989 tarihinde kesinleştiği, daha sonra yapılan 14.7.2000 tarihli yenileme çalışmalarında da taşınmazların yüzölçümlerinde bir değişiklik olmadığı on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacıya ait dava konusu 168 ada 6 parsel sayılı taşınmazla davalıya ait 168 ada 7 parselin 22.9.2000 tarihinde kadastro yenileme çalışmasına tabi tutulduğu, bu yenileme çalışması sonucu davacı parselin yüzölçümü 199.72 m2 iken, 168.64 m2 olarak düzeltildiği anlaşılmaktadır.Davacı, yapılan bu yenileme çalışması ile parselinin bir bölümünün davalıya ait 7 parsel içerisine katıldığını ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dava konusu parselin öncesinin 4588 ve 4589 parseller iken Umurlu Belediyesi Encümeninin 12.7.1989 tarihli kararı ile 3194 Sayılı Yasanın 15.maddesi gereğince ifraz ve tevhit işlemine tabi tutularak 6417 ve 6418 parsellere ayrıldığı dosya içerisindeki belgelerle sabittir.Mahkemece, yenileme çalışmalarının 1989 yılında kesinleştiği, bu tarihten itibaren on yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişti Oysa, teknik nedenlerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden veya eksikliği görülen ve enaz bir mevki veya ada biriminde zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediği tespit edilen tapulama ve kadastro paftalarının yenilenmesini amaçlayan (1.Md.) ve mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağını (4.Md.) öngören 2859 Sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkındaki yasal düzenlemelerin uygulanması sonucu oluşan sicillere yönelik açılacak davalarda 3402 Sayılı Kadastro Yasasının "... tutanakalarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunumaz ve dava açılamaz..."şeklindeki 12/3. maddesi hükmünün uygulama yeri bulunmadığı tartışmasızdır. Öte yandan, Umurlu Belediye Encümeninin almış olduğu karar gereğince 12.7.1989 tarihinde 3194 Sayılı Yasanın 15.maddesi hükmü uyarınca gerçekleştirilen ifraz ve tevhit işleminde 3402 Sayılı Yasadan kaynaklanan bir kadastro işlemi olduğunu söyleyebilme olanağı da yoktur.Buna göre, somut olay, değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde mahekmece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddedilmiş olması isabetli değildir.Hal böyle olunca, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.9.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.