MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/02/2012NUMARASI : 2007/56-2012/42Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 02.02.2012 gün ve 2007/56 esas 2012/42 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 11.12.2012 gün ve 6900-14900 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı Y..G.ile davalı M. G. tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve ve tescil isteğine ilişkindir.Davacıların, miras bırakanları A. G..in kendilerinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 2913 ada 8 parsel sayılı taşınmazını davalı oğluna ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile devrettiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı görülmektedir. Mahkemece, davacı Y..ın feragat dilekçesini hata ile verdiğinin kabulü ile tüm davacılar bakımından davanın kabulüne dair verilen karar Dairece özetle; " Y. dışındaki davacıların davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak Y. bakımından, davalının farklı bir taşınmazdaki payını temlik etmesi vaadi nedeniyle feragat edildiği yönündeki iddianın kanıtlanamadığı gözetildiğinde, davacı Y.'ın davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği'' gerekçesiyle bozulmuş olup, davacı Y. ve davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.Hemen belirtilmelidir ki; davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, davadan feragat kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Ancak, feragatla ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, (HMK m.311) doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur. Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi ( BK.madde 23 vd. ) hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürülebilir.Somut olayda; davacı Y., feragatının iradeyi sakatlayan sebebe dayalı olduğunu iddia etmektedir.Bilindiği üzere; hata ve hile iddiaları her türlü delille kanıtlanabilir. Eldeki davada da, feragatın iradeyi bozucu bir nedene dayalı olduğu olgusunun ispatı açısından tanıklar dinlenmiştir. Özellikle davalının avukatı H.. Y.ın 24.1.2012 tarihli oturumdaki beyanlarından, davacı Y.'ın hataya düşürülerek feragat etmesinin sağlandığı anlaşılmaktadır.Bu durumda; davacı Y. yönünden de davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı kuşkusuzdur. Anılan bu husus karar düzeltme isteği üzerine bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davacı Y. vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairenin 11.12.2012 tarih, 2012/6900 Esas, 2012/14900 Karar sayılı bozma kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Y. bakımından da davanın kabulü kararında bir isabetsizlik bulunmadığından mahkemenin 02.02.2012 tarih, 2007/56 Esas, 2012/42 Karar sayılı kararının ONANMASINA, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine, aşağıda yazılı 12.610.47.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalı M. G..den alınmasına, 29.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.