MAHKEMESİ : SOMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/07/2014NUMARASI : 2014/59-2014/238Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, tahliye ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı, kat irtifakı kurulu 592 ada 68 parsel sayılı taşınmazda maliki olduğu 2 nolu mesken ile 9 ve 10 nolu işyerlerini davalıların haksız yere işgal ederek kullandıklarını, noter kanalı ile ihtarname gönderdiği halde sonuç alamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve şimdilik son 5 senelik 7.500.-TL ecrimisilin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davacı ile davalı Nurullah'ın kardeşi olduklarını, Nurullah'ın davacıda vekaletinin bulunduğunu, çekişme konusu yerlerin bedelini Nurullah ödediği halde, davacının vekalet görevini kötüye kullanıp taşınmazları adına tescil ettirdiğini, bu konuda Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/271 Esas sayılı dosyasından tapu iptali ve tescil davası açıldığını, öte yandan davalı Hakan'ın kullanımının sözkonusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkin karar kesinleşmiş olduğundan bu hususta karar verilmesine yerolmadığına dair verilen son karar, Dairece; '' ... Mahkemece kurulan ilk hüküm, usule ilişkin nedenlerle bozulmuş olup, bozma nedeni uyarınca davanın esası bakımından temyiz incelemesi yapılmamış, ilamda da sair temyiz itirazlarının inceleme konusu yapılmadığı açıkça belirtilmiştir. O halde, davanın esasını oluşturan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri bakımından hükmün kesinleşmediği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.'' gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, hüküm fıkrası, hükmün esasıdır. Bu nedenle hüküm açık olmalı, taraflara hüküm ile yükletilen hak ve borçlar tereddüte yer bırakmayacak şekilde hüküm fıkrasında belirtilmelidir. Esasen 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde de; '' Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. '' denilmek suretiyle anılan ilkeler hüküm altına alınmıştır. ./..Ne var ki, mahkemece değinilen ilkeler ve yasa hükmü gözardı edilerek, kısa kararın ikinci bendinde; ''Davalı N.. G.. ve H.. G.. aleyhine Soma Kurtuluş Mahallesi 592 ada 68 parsel zemin kat 9 ve 10 nolu işyerleri ile açılan men'i müdahale davasının yapılan yargılama sırasında konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,'' şeklinde karar verildiği halde, dördüncü bendinde de; ''Davalı N.. G.. aleyhine açılan Kurtuluş Mahallesi 592 ada 68 parsel zemin kat 9 ve 10 nolu iş yerleri ile ilgili men'i müdahale davasının kabulüne, davalı N.. G..'in taşınmazlardaki müdahalesinin menine'' şeklinde karar verilmek suretiyle aynı taleple ilgili olarak birbiri ile çelişkili hüküm oluşturulmuş olması doğru değildir. Davacı vekili ile davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.