Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8688 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 6712 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : İZMİR 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/02/2008NUMARASI : 2007/333-2008/41Taraflar arasında görülen davada;Davacılar,kayden maliki bulundukları 151 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını komşu parsel maliki davalıların bina yapmak,bahçe duvarı içine alarak bahçe olarak kullanmak,taş yığmak suretiyle işgal ettiklerini,kendi taşınmazının sınırlarını belirlemek üzere yapılan tel örgüleri söküp attıklarını,bu nedenle davalıların hakaret ve tehditlerine maruz kaldıklarını ileri sürüp elatmanın önlenmesi,yıkım,ecrimisil ve manevi tazminat istemişlerdir.Davalılar,binalarının bir kısmının davacılara ait arsada kaldığının doğru olduğunu,bu durumun idari karardan kaynaklandığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece " manevi tazminat isteğinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı,ancak çekişmeli taşınmazların imar uygulamasına tabi tutulmadığının bildirildiği,taşkınlığın imar uygulaması sonucu meydana geldiğinin kabulünde isabet bulunmadığı,belirlenecek ecrimisile ve mutlak olarak (kaim bedel ödenmeksizin) elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi,yıkım,ecrimisil ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir.Hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde işlem yapılarak elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Ne var ki, bozma ilamında; mahkemece belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerektiği bildirildiği halde yasal olmayan gerekçelerle bundan zuhul edilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.Kaldı ki, inşaat bilirkişiden alınan 24.1.2008 havale tarihli ek bilirkişi raporunda da çekişmeli yerin ecrimisile müstehak olduğu bildirildiği halde gözardı edilmek suretiyle ecrimisile hükmedilmemiş olması doğru değildir.Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmakla orada belirtildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmesi mahkemece res'en gözetilmesi icabeden ve kamu düzeniyle ilgili kazanılmış hak kuralının bir gereğidir.Hal böyle olunca, yöntemine uygun yapılan uygulama sonucu alınan bilirkişi raporu ile saptanan ecrimisile de karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetli değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,9.7.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.