MAHKEMESİ : MUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/04/2011NUMARASI : 2011/104-2011/147Taraflar arasındaki davadan dolayı Mut Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 12.04.2011 gün ve 2011/104 esas 2011/147 karar sayılı hükmün reddine ilişkin olan 28.11.2011 gün ve 10478-11832 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, hazinenin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiasıyla açtığı tapu iptali ve terkin isteğine ilişkindir. Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı hazinenin kararı temyizi üzerine, her ne kadar mahkemece kurulan hükmün süresinde temyiz edilmediği gerekçesiyle Dairenin 28.11.2011 tarih, 2011/10478 esas, 2011/11832 karar sayılı kararıyla temyiz isteğinin süreden reddine karar verilmiş ise de, karar düzeltme aşamasında dilekçeye eklenen belgelerden kararın Hazine vekiline tebliğinin 01/06/2011 tarihinde olmayıp, 01/07/2011 tarihi olduğu bu tarihe göre temyizin süresinde bulunduğu anlaşıldığından, Dairenin 28.11.2011 tarih, 2011/10478 esas, 2011/11832 karar sayılı kararının Ortadan Kaldırılmasına karar verilip, işin esasının incelenmesi neticesinde Dairemizce verilen bozma hükmüne uyularak yerel mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Ancak, yerel mahkemenin davanın hak düşürücü süreden reddi kararının hukuki dayanağını oluşturan 14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren ve 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesi hükmüne bazı ilave hükümler getiren 5841 sayılı Yasa Anayasa Mahkemesinin 12/05/2011 tarih, 31/77 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal hükmü resmi gazetede 23/07/2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayıl yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün verildiği tarih itibariyle doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de, 10.03.1969 gün, 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. O halde, tapu iptali davasının hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer.Hal böyle olunca; işin esasının incelenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi ile davanın kısmen ve tamamen kabulü halinde de, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümlerinin gözetilmesi suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır. Değinilen bu husus karar düzeltme istemi üzerine bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacı hazinenin karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 440. maddesi gereğince kabulüne, dairenin 28.11.2011 tarih, 2011/10478 Esas, 2011/11832 Karar sayılı kararının Ortadan Kaldırılmasına, yerel mahkemenin 12.04.2011 tarih, 2011/104 Esas, 2011/147 Karar sayılı kararının açıklanan nedenlerle, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.