Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8644 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4087 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BALIKESİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 31/10/2013NUMARASI : 2013/44-2013/351Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, müstakilen ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacının ihalenin kesinleştiği tarihten itibaren ecrimisil talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, Balıkesir 1.İcra Müdürülüğü'nün 2010/6751 esas sayılı takip dosyasında davacı tarafından, borçlu davalı aleyhine 5009 ada 18 parselde yer alan B blok 2 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucunda 27/09/2010 tarihinde taşınmazın davacıya ihale edildiği, davalı tarafından açılan ihalenin feshi davasının retle sonuçlanarak ihalenin 25/02/2011 tarihinde kesinleştiği, davacının istemiyle İcra Müdürlüğü tarafından davalıya gönderilen 11/03/2011 tarihli muhtıra ile taşınmazın tahliyesinin talep edildiği,sözü edilen muhtıranın iptaline yönelik davalı tarafın yaptığı şikayetin reddedildiği, bilahare 14/01/2013 ve 30/01/2013 tarihlerinde davalıya taşınmazı boşaltması için süre verildiği ve 01/02/2013 tarihli tahliye ve teslim tutanağı ile taşınmazın davalı tarafından tahliye edilerek davacıya teslim edildiği, davacı tarafından davalıya keşide edilen Balıkesir 3. Noterliğinin 17.01.2013 tarihli ihtarnamesinde haksız kullanımdan bahisle 9.402.00-TL ecrimisilin yedi gün içinde ödenmesinin istenildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere;gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminatdır.Gerek Türk Medeni Kanunu(TMK)'nun 705., gerekse İcra İflas Kanunu(İİK)'nun 134. maddesinde cebri icrada mülkiyetin ihale ile alıcıya geçeceği, tescil veya teslimin cebri artırmalarda mülkiyetin geçişi için zorunlu olmadığı düzenlenmiştir.TMK'nun 705. maddesinin 2. fıkrasında da belirtildiği gibi, tescil ihale yoluyla mülkiyet kendisine geçen alıcının, temliki tasarrufta bulunabilmesi için gereklidir. İhale ile mülkiyeti kazanan alıcı, kural olarak taşınmazın yarar ve hasarını da üstlenmiş olur(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK) md. 208). Bu durumda alıcı malik sıfatı ile taşınmazı işgal eden şahsın tahliyesini (İİK md. 135/2 kapsamında) isteyebileceği gibi, fuzuli şagil aleyhine ecrimisil istemiyle de dava da açabilir.Somut olayda, dava konusu taşınmazın 29/10/2010 tarihinde davacıya ihale edildiği, açılan ihalenin feshi davasınında reddedilerek kesinleşmesi karşısında davacı taraf taşınmazın mülkiyetini ihale tarihinde kazanmıştır.Ayrıca, davalı, dava konusu taşınmaza ilişkin yapılan icra takibinin tarafı ( icra dosyasının borçlusu) olmakla yapılan işlemlerden baştan beri haberdar olduğu gözetildiğinde İİK'nun 135/2. maddesi uyarınca ihtarname keşide etmeye de gerek bulunmamaktadır.Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 184. maddesinde hâkimin, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz vereceği ve tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, mahkeme tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edeceği; aynı yasanın 177. maddesinde ise ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Anılan bu yasa hükümleri ve eldeki davada mahkemece, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapması için davacı tarafa söz verildikten sonra tahkikatın bittiği tefhim edilmiş olması ve davacı da tarafın bu aşamadan sonra davayı ıslah etmiş olması karşısında yapılan ıslaha değer verilemeyeceği açıktır.Hal böyle olunca, ihale tarihinden itibaren belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davacı vekilinin, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.