Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8631 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9460 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/12/2013NUMARASI : 2012/408-2013/610Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. .. . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacı, kayden maliki olduğu çekişme konusu 5199 ada 114 parsel sayılı taşınmazını davalının annesi olan Hatice'ye ölünceye kadar bakma akdi ile temlik etmek üzere tapu müdürlüğüne gidildiğini, ancak adı geçenin iradesini sakatlayarak taşınmazın satış suretiyle davalı yaşı küçük Gülnur'a devrini sağladığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedele karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davacının gerçek iradesinin satış suretiyle temlik olduğunu, satış bedelinin kendisine ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacının, çekişme konusu 5199 ada 114 parsel sayılı taşınmazda davalı adına olan kaydın iptali ile adına tescile, olmadığı takdirde bedele karar verilmesini istediği, davanın 02.07.2012 tarihinde 5.000.00-TL harca esas değer bildirilerek ve bu miktar üzerinden harçlandırılarak açıldığı, davalının cevap dilekçesinde eksik harcın tamamlanması gerektiğini savunduğu, mahkemece yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazın değerinin belirlendiği ancak yargılama sırasında harç ikmal ettirilmediği ve dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK'nun 413 (6100 sayılı HMK'nun hükümleri) ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin iptal ve tescile karar verilmesi istenen dava konusu taşınmazın değerinden ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. ./.Öte yandan, Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de " ... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK.'nun 409.maddesinde (6100 sayılı Yasanın 150. maddesi) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir. Hal böyle olunca; keşfen saptanan dava konusu taşınmazın değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması yerinde değildir.Davalının temyiz itirazları açıklanan bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.