Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8613 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5268 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: MİLAS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/07/2011NUMARASI: 2007/463-2011/508Yanlar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davaların, kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalı vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava ve birleşen dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece davaların kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 1086 sayılı HUMY'nın 388, 6100 sayılı HMK'nın 298. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 1086 sayılı HUMY'nın 389., yine 6100 sayılı HMK.'nın 297/2. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.Ne varki, uygulamada 1086 sayılı HUMY'nın 381.maddesinin son fıkrasının 6100 sayılı HMK.'nın 294.maddesinin getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağı geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Somut olayda, kısa kararda;"899 parsel için açılan davanın kabulü ile, davalı B. Öztürk adına kayıtlı taşınmazın 3/12 payın iptali ile davacı H. kızı, 1953 doğumlu F. G.adına tapuya kayıt ve tesciline" dendiği halde, gerekçeli kararda;"899 parsel için açılan davanın kabulü ile, davalı B.Ö.adına kayıtlı olan taşınmazın 1/12 payın iptali ile davacı H.kızı 1953 doğumlu F.a G. adına tapuya kayıt ve tesciline" demek suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.