MAHKEMESİ: KEŞAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 06/10/2011NUMARASI: 2010/333-2011/362Yanlar arasında görülen tapu iptali, tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.07.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat C. B.geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar M. Ö. vd. vekili Avukat ve davalı M. A.Ö. vekili Avukat ile davalı asil S.Ö.gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptal ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın 4721 sayılı TMK'nun 639 maddesi hükmü uyarınca zamanaşımının geçtiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 1977 tarihinde ölen annesi Nesibe'nin 1947 tarihinde ölen kocası İsmail'den intikal eden terekesi üzerinde 1/4 miras payı olduğu halde 1975 tarihinde yapılan kadastro sırasında çekişmeli 795 parsel sayılı taşınmazın İsmail'in diğer eşinden olma davalılar adına tespitinin yapıldığı ve buna karşı dava dışı kişilerce yapılan itiraz üzerine aynı yer Kadastro Mahkemesinde görülen dava neticesinde davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi davalılar adına tesciline karar verilmiş ve kararın 2002 tarihinde kesinleştiği ileri sürülerek eldeki dava açılmıştır.Hemen belirtilmelidir ki, olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelemeyi tespit ederek uygulanacak kanun hükmünü bulup tatbik etmek hakime aittir. Dava dilekçesinde İddianın ileri sürülüş biçimine göre davada dayanılan hukuki sebebin TMK'nun 637 ve takip eden maddelerinde öngörülen mirasta istihkak olmayıp, TMK'nun ketmi vereseden kaynaklanan sebeple 1025 maddesi gereğince yolsuz tescile ilişkindir. Öyleyse mahkemece olayın tavsifinin "mirasta istihkak" olarak değerlendirilmesi doğru değildir. Bilindiği üzere, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hiç bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman için açılacağı kuşkusuzdur. Bunun istisnalarından birisi ise miras bırakanın kadastro tespitinden önce ölmesi halidir. 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesine göre, kadastro tespit tarihinden önceki sebebe dayalı olarak tespit tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre geçmiş ise, açılan davanın dinlenemeyeceği öngörülmüştür. Somut olayda kadastro tespitine karşı açılan davanın 2002 yılında kesin hükme bağlandığı gözetildiğinde eldeki davanın açılış tarihine göre 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesindeki hak düşürücü sürenin geçmediği tartışmasızdır.O halde, işin esası bakımından irdeleme ve inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken hukuki nitelemede hataya düşülerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına, 10.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.