Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8600 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 3855 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ERUH ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/03/2011NUMARASI : 2008/150-2011/135Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece birleşen davanın temliken tescil davalarının yapılan yargılamasında mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla,10.7.2012 Salı günü saat 9.25'de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimiraporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleşen davalar temliken tescil isteklerine ilişkin olup, asıl davanın kısmen kabulüne ,birleşen davaların reddine karar verilmiştir.Gerçekten de, davalı tarafın çekişmeli taşınmazda kişisel veya ayni bir hakları bulunmaksızın taşınmaza el attıkları ileri sürülmek suretiyle eldeki dava açılmış, ancak dava dilekçesinde isteklerden sadece ecrimisil yönünden dava değeri gösterildiği halde el atılan taşınmaz bakımından bir değer gösterilmemiştir.Hemen belirtilmelidir ki, gerek 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi, gerekse 1953 tarih 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekli davalarda dava değerinin her üç isteğe ilişkin dava değerinin toplamından ibaret olacağı öngörülmüştür. Ayrıca davaya devam edilebilmesi, belirlenen değer üzerinden harcın ikmaline bağlıdır. Harcın ikmal edilmemesinin müeyyidesi ise yine Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32.maddesinde duraksamaya yer bırakmaksızın belirlenmiştir. Bu nedenle, mahkemece dava dilekçesinde ecrimisil olarak gösterilen değerle bağlı kalınarak, diğer istekler bakımından bir değer belirlenmeden ve harç ikmal edilmeden neticeye gidilmiş olması doğru değildir.Diğer taraftan, kabul tarzı itibarı ilede çekişmeli taşınmazın sicil kaydında 3402 sayılı Yasanın 19. maddesi hükmü uyarınca muhtesat şerhinin varlığı sebebiyle el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği kısmen kabul edilmiş ise de, bununda doğru olduğu söylenemez. Zira, muhtesat şerhi fiili durumun tespitine ilişkindir. Davalı taraf köy korucusu sıfatıyla orada bulunduğuna göre taşınmazın davacı tarafa ait olduğunu bilmemeleri olanaksızdır. Öyleyse, temliken tescil isteğinin kabul edilmesi için aranan koşullardan olan iyiniyetin varlığının somut olayda gerçekleşmediği sabittir. O halde, davalıların iyiniyetli olduğu da kabul edilemeyeceğine göre, haklarında açılan elatmanın ve ecrimisil isteği bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu isteğin kısmen kabulüne karar verilmiş olması da isabetsizdir. Esasen mahkemece temliken tescil davaları reddedildiği halde, muhtesat şerhi bulunan dava konusu taşınmaz bakımından asıl davanın kısmen kabul edilerek çelişkiye düşülmesi de isabetsizdir. Hal böyle olunca; tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.