Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8591 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6901 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/02/2014NUMARASI : 2012/701-2014/90Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, 524, 565 ve 543 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, bu taşınmazları 27.8.2009 tarihinde davalıdan ve davalının kardeşi Ömer satın aldığını, 6.10.2009 tarihinde Şahinbey Tapu Müdürlüğündeki bazı memurların ve emlakçı kişilerin vasıtasıyla, kendisinin haberi olmaksızın sahte imza ile satış senedi düzenlenerek taşınmazların tekrar davalı üzerine geçirildiğini, davalının kendisini görmeden usulsüz olarak taşınmazları tapuda devraldığını, herhangi bir para vermediğini, satış senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazları tapu kaydına güvenerek, iyiniyetle ve tapu memuru önünde yapılan resmi işlem ile davacıdan parasını da ödeyerek satın aldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, " Adli Tıp Kurumu Fizik ve Grafoloji İhtisas Kurulundan çekişmeli taşınmazlara ilişkin 6.10.2009 tarihli resmi satış senedindeki imza ve yazının davacının eli ürünü olup olmadığı hususunda rapor alınması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, Adli Tıp Raporunda imzaların davacının eli ürünü olduğu belirlenmiş olmakla ve davalının kötüniyetli olduğu da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 524 parsel sayılı bağ vasıflı, 543 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazların tamamı davalı M.. K.. adına, 565 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın tamamı ise dava dışı Ömer adına kayıtlı iken 27.8.2009 tarihinde taşınmazların tamamını davacı A.. F..'na satmalarından sonra davacının aynı taşınmazları, aynı bedellerle 6.10.2009 tarihli akitle yeniden davalı Mustafa'ya satış yoluyla temlik ettiği, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Müfettişinin Ön İnceleme Raporuna göre "iki resmi senetteki A.. F..'nun imzaları karşılaştırıldığında ikinci resmi senetteki imzanın önceki resmi senettekine benzetilmeye çalışılan sahte bir imza olduğunun anlaşıldığı, ikinci işleme ./..ait başvuru istem belgesi, döner sermaye dekontu, tapu harç dekontları, nüfus cüzdanı fotokopisi ve rayiç bedel yazısından oluşan işlem evrakının dosyasında değil, işlemi yapan memur Metin Çoban'ın çalışma masası çekmecesinde bulunduğu, başvuru istem belgesine taşınmaz maliki Abdurruhman yerine M.. K..'un imzasının alınmış olduğu, ikinci resmi senette Tapu Müdürünün imzasının bulunmadığı, işleme aracılık eden emlakçı Levent ile tapu memuru Metin cezalandırılması için C.Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği" ifade edilmiştir. Bozmadan sonra Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan 28.11.2012 tarihli raporda, "inceleme konusu 6.10.2009 tarihli resmi senette davacıya atfen atılan imzanın mukayese imzaları ile arasındaki karşılaştırma sonucu söz konusu imzaların davacının eli ürünü olduğunun" bildirildiği, davacının Adli Tıp raporuna itiraz ettiği, müştekisi davacı A.. F.. ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Müfettişliği, sanıkları Metin Çoban, Levent Çelik ve davalı M.. K.. olan Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 1010/568 E sayılı dosyasında tapu memuru Metin "satış işlemini satıcı imzası olmadan, Levent talimatı ile yaptığını, davacının imzasının sonradan Levent tarafından tamamlandığını" ifade ettiği, aynı dosyada davalı Mustafa'nın ise "satış günü Tapu Dairesine kendisinin imza atmak için girmediğini, davacının da tapuda olmadığını, parayı emlakçı Levet Çelik'e verdiğini, tapuyu ertesi gün tapu memuru Metin'in kendisine getirdiğini" söylediği görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, Kamu Kurum ve Kuruluşları vb.Tüzel Kişiliklerin Araç olarak kullanılması suretiyle Kamu Kurumları Zararına Dolandırıcılık suçundan Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan 2010/568 Esas sayılı ceza davasının halen derdest olduğu, eldeki davada ileri sürülen hususların o davada yargılamaya konu olduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; Türk Borçlar Kanununun 74.maddesi(Borçlar Yasasının 53. maddesi) uyarınca ceza mahkemelerince verilen mahkumiyet kararları hukuk mahkemelerini bağlar. Ağır Ceza dosyası ve o dosya içinde bulunan beyanlar ve bilgiler delil niteliğinde olup, anılan ceza davasının neticesinin eldeki davanın sonucuna etkili olacağı kuşkusuzdur.6100 sayılı HMK'nun 165. maddesinde " Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmü yer almaktadır. Ceza dava dosyasının sonucu görülmekte olan davanın esası yönünden önem arz etmektedir. Bu sebeple o davanın eldeki dava bakımından bekletici sorun olarak kabul edilmesi gereklidir.Hal böyle olunca; Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/568 Esas sayılı ceza dava dosyasının sonucunun beklenmesi, bu ceza dosyasında verilecek karar ile dosya içeriğinin, toplanan ve toplanacak delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.