Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8583 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5769 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/11/2012NUMARASI : 2012/55-2012/565Taraflar arasında görülen davada;Davacı Çiğli Belediye Başkanlığı, davalı Karşıyaka Belediye Başkanlığı ile aralarındaki sınırı belirleyen üçlü kararnamenin idari yargı yerinde açılan dava sonucunda iptaline karar verildiğini; İdare Mahkemesi kararı ile sınır değişikliği oluştuğundan dava konusu 26023 ada 8,9,10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların mülkiyetinin ve tasarruf hakkının Çiğli Belediye Başkanlığına geçtiğini; taşınmazların Çiğli Belediyesi hudutları içinde kaldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile Çiğli Belediye Başkanlığı adına tescilini istemiştir.Davalı, sınır işlemi için açılacak davanın İdare Mahkemesinde görülebileceğini, taşınmazların öncesinden beri Karşıyaka Belediyesinin mülkiyetinde olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, üçlü kararnamenin iptaline ilişkin kararın kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine yönelik verilen kararın temyizi üzerine hükmüne uyulan Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 23.02.2011 gün 2011/2097-1935 sayılı bozma kararında özetle; “Eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, davacı Belediye Başkanlığı tarafından İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan ortak kararnamenin iptaline ilişkin İzmir 4. İdare Mahkemesinin 2005/1173 - 2006/2072 sayılı kararının yargılama sırasında 22.03.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından İdare Mahkemesi kararı ve içeriği gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi “ gereğine değinilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların 26023 ada 13 parsel sayılı taşınmazda birleştirildiği, yargılama sırasında dava dışı kişilere satıldığı, tapu iptali tescil davasının satın alan üçüncü kişilere yöneltilemeyeceği, idare mahkemesinde görülen dava sonucuna göre tazminat istenebileceği gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Çekişme konusu taşınmazların yargılama aşamasında üçüncü kişilere aktarıldığı kayden sabittir. Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 1086 sayılı HUMK.'nun l86. ve 6100 sayılı HMK’nun 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. HUMK ‘nun186.madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Ancak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının 125.maddesi; “Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” şeklinde düzenlemeler getirmiştir.Çekişme konusu taşınmazlar davalı Belediye tarafından üçüncü kişilere satıldığına göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının 125. (1086 sayılı HUMK.'nun 186.) maddesinin öngördüğü usuli işlemlerin uygulanmasının gerektiği tartışmasızdır. Hal böyle olunca; kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece davacıya seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceğinin sorulması, sonucuna göre işlem yapılıp işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken anılan usul kuralanın gereği yerine getirilmeden aksi düşünce ile usul ve yasaya aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Davacı Belediye'nin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.