Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8552 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5331 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ÜNYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/12/2011NUMARASI : 2010/58-2011/759Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Y..Köyü Muhtarlığı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, koşullu bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının kayden paydaşı olduğu çekişme konusu 541 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinden 53/2304 payını “köylerine yapılacak okula tahsis edilmek üzere” K.. Köyü Tüzel Kişiliğine 16.10.1978 tarihinde hibe suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.Öte yandan; davacı tarafından Milli Eğitim Bakanlığı ve Hazine aleyhine dava konusu taşınmaz hakkında aynı hukuksal nedene dayalı olarak 06.10.2004 tarihinde açılan tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılaması sonucunda “davalıların kayıt maliki olmadıkları” gerekçesiyle “davanın reddine” dair verilen Ünye Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.12.2004 tarih 658-923 sayılı kararının deracattan geçmek suretiyle 28.06.2005 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Davacı, çekişmeli taşınmaza ilişkin hibe suretiyle temlikin, taşınmaza okul yapılması şartına bağlı olduğunu, ancak anılan şartın yerine getirilmediğini ileri sürerek eldeki davayı 28.01.2010 tarihinde açmıştır.Bilindiği üzere; bağıştan dönme(rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable Şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece BK'nun 241. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de aynı yasanın 244/3 maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren B.K'nun 246. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rucu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur. Öte yandan Borçlar Kanununun borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümleri; koşullu veya mükellefiyetli bağışlarda da gözden uzak tutulmamalı, 107. maddede sayılan özel haller dışında, sözleşmeden dönme hakkının kullanılabilmesi için mütemerrit duruma düşen bağışlanana işin özelliğine ve hayatın olağan akışına uygun bir süre tanınmalıdır. Somut olaya gelince; davacının çekişmeli taşınmaz hakkında önceden aynı hukuksal nedene dayalı olarak açmış olduğu ve pasif husumet nedeniyle retle sonuçlanan dava dosyasına ilişkin dava ve karar kesinleşme tarihleri gözetildiğinde, davacının B.K.nun 246. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme hakkını kullanmadığı, başka bir deyişle eldeki davayı hak düşürücü süre geçtikten sonra açtığı tartışmasızdır.O halde, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalı Y.. Köyü Tüzel Kişiliği vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.7.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.