Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8545 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20707 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/09/2013NUMARASI : 2013/149-2013/344Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 2267 ada 25 parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu bağımsız bölümün mirasbırakan F. K. adına kayıtlı iken murisin 20.07.2008 tarihinde ölümü üzerine davacılar ile davalı K.. K..’nun mirasçı kaldığı, terekenin tespiti davası sonucunda davacı mirasçıların taşınmazı satış suretiyle 02.03.2011 tarihinde paylı mülkiyet üzere edindikleri, davalı K. bu tarihten itibaren taşınmazla kayden ilgisinin kalmadığı, diğer davalı S. ise murisin birlikte yaşadığı kişi olup kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davacılar, mirasbırakan F. K. ait olan 2267 ada 25 parseldeki 11 nolu bağımsız bölümü murisin ölümü ile davalıların kullanmaya devam ettiklerini, kendilerinin tasarrufuna engel olunduğunu, miras paylarına karşılık ödeme yapılmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Davalılar ise, dava konusu taşınmazı murisin sağlığında birlikte kullandıklarını, ölümü ile terekenin tespiti aşamasında anlaşma ihtimaline binaen kullanmaya devam ettiklerini, haksız kullanımın bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Somut olayda ise, yukarıda açıklanan ilke ve olgular gözetildiğinde, mahkemece, haksız işgalcinin taşınmaz malikine ödemekle yükümlü olduğu ecrimisilin hüküm altına alınması kural olarak doğrudur. Ne varki, taşınmaz muris F.K.adına kayıtlı olup, davacılar mirasçılarıdır. O halde, davacı mirasçıların murisin ölümü tarihi itibariyle taşınmazda miras payları oranında kullanma hakları bulunduğu açıktır. Davalıların kullanımları nedeniyle davacıların taşınmazdan istifade edemedikleri de kuşkusuzdur.Hal böyle olunca; murisin ölüm tarihinden itibaren davacıların miras paylarına isabet eden ecrimisile karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.4.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.