Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8520 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6536 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: MANİSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/09/2012NUMARASI: 2012/39-2012/344Yanlar arasında görülen tazminat, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece asıl dava ve karşılık davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava ve karşı dava tazminat, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, kısa kararda faiz ve yıkım bedeline ilişkin hüküm kurulmadığı halde gerekçeli kararda faiz ve yıkım bedeli ile ilgili olarak karar verilmek suretiyle çelişki yaratılmıştır.Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 1086 sayılı HUMY'nın 388, 6100 sayılı HMK'nın 298. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 1086 sayılı HUMY'nın 389., yine 6100 sayılı HMK.'nın 297/2. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.Ne varki, uygulamada 1086 sayılı HUMY'nın 381.maddesinin son fıkrasının 6100 sayılı HMK.'nın 294.maddesinin getirdiği imkândan faydalanarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağı geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Somut olayda, tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olacağından 10.04.1992 tarih 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.