Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8517 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 7242 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ: GÖLBAŞI(ANKARA) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/10/2011NUMARASI: 2008/164-2011/804Yanlar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, asıl ve birleşen dosya davacısı N.'in ecrimisil isteğinin kabulüne, birleşen diğer dosyadan açılan ecrimisil isteğinin ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Asıl ve birleşen davalar, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, asıl dava ile birleşen bir kısım davalardaki ecrimisil isteğinin kabulüne, birleşen davacı Nurten'in açtığı ecrimisil davasının ise kabulüne karar verilmiştir.Ne varki, davacı N. G. tarafından birleşen dava ile açılan dava dosyası ile yine birleşen bir başka dosyadan davacılar R.N. M.ve R. tarafından elatmanın önlenmesi ve ecrimil istekli açılan davalarda yalnızca ecrimisil istekleri yönünden değer bildirildiği, elatma isteği yönünden bir değer gösterilmediği, yargılama sırasında da keşiften sonra asıl dosya yönünden ıslah ile birlikte harç ikmali yapıldığı halde, sözkonusu birleşen dosyalar yönünden elatma konusunda harç ikmali yapılmadığı görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK'nun 413 (HMK'nın 120. maddesi) ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Kanunun 32. maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30. madde hükmünde de " ... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK.' nun 409.maddesinde (HMK'nın 150. maddesi) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir. Hal böyle olunca; davacı N.açtığı dava ile bir başka birleşen davacılar R., N. M. ve R. tarafından açılan davalarda elatma ve yıkım istekleri yönünden yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle, harç ikmali yaptırılması, ondan sonra işin esasına girilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, birleşen sözkonusu dosyalardan sadece ecrimisil isteği yönünden alınan harçla yargılamanın tamamlanıp sonuca gidilmesi doğru değildir. Kabule göre de; asıl ve birleşen davalarda ecrimisil isteğinin yanısıra, elatmanın önlenmesi ve yıkımda talep edildiği halde bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması, öte yandan bir kısım davalar kısmen kabul edildiği halde kendisini vekille temsil ettiren davalı Mümtaz yararına reddedilen kısımlar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmemiş olması isabetsiz olduğu gibi, hükümden önce dosya arasına sunulan N. G.'e vekaleten İ.G.tarafından imzalı 14.11.2011 tarihli ibraname ile davacı R. Ç.'nun imzasının yeraldığı 28.11.2011 tarihli ibraname değerlendirilmeden sonuca gidilmiş olması da yerinde değildir. Davalılar vekilinin belirtilen sebeplerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.