Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8504 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5952 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ: PAZARCIK SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 08/06/2012NUMARASI: 2011/321-2012/202Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, müdahale iddiasının keşfen belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının dava konusu 442 parsel sayılı taşınmazda kayden paydaş olduğu, davalının 442 parsele haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahalede bulunduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmeleri ile mümkündür.Tarafların davada yer almaları, dava ile ilgili işlemleri öğrenmeleri ve kendilerine tanınan hakları kullanmaları usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.Taraflara tebligat yapılması 6100 sayılı HMK 27. (1086 sayılı HUMK.’nun 73.) maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan yargılama ilkelerinden Hukuki Dinlenme Hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Mahkeme, kural olarak tarafların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez.Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi kural olarak mümkün değildir.Öncelikle yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi asıldır.Somut olayda; davalıya davacının bildirdiği adrese çıkartılan dava dilekçesi tebliğinin muhatabın yurt dışında olduğundan bahisle iade edildiği, mahkemece aynı adrese Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebligat yapıldığı sabittir. Ancak, Tebligat Kanunu 35. maddesine göre geçerli bir tebligat için muhataba öncesinde usulüne uygun bir tebligat yapılmış olmalıdır. Davalının yerleşim yerinin de İsviçre olduğu gözetildiğinde davalıya yapılan dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat geçersizdir.Hal böyle olunca, taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra yanların gösterecekleri delillerin eksiksiz olarak toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının savunma hakkının kısıtlanması suretiyle yokluğunda yargılamanın yapılması ve yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Davalı vekilinin, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.