Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8477 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12598 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : SULTANHİSAR(KAPATILAN) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/04/2012NUMARASI : 2009/59-2012/54Davacı, tarafından davalılar aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılamasında mahkemece asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından süresinde temyizi üzerine dosya ve Tetkik Hakimi raporu incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava ve birleşen dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 14 ve 21 parsel sayılı taşınmazların davacıya ait olduğu, taşınmazların yarı paylarını 22.3.2002 tarihli akit ile davalılara satış suretiyle temlik ettiği, aynı tarihli "protokol" başlıklı belge içeriğinden, davacının temlik edilen taşınmazların önceki maliki şirketin temsilcisi sıfatıyla; davalıların ise, dava dışı S.Limited Şirketini temsilen protokolü düzenledikleri, davalıların her birinin ayrı ayrı anılan şirketi temsile yetkili bulundukları anlaşılmaktadır.Mahkemece, hükmüne uyulan bozma kararında belirtildiği üzere işlem yapılarak Sultar şirketi aleyhine açılan dava eldeki dava ile birleştirilmiştir. Bilindiği üzere, 05.02.1947 tarih ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca inançlı işleme dayalı iddiaların ancak yazılı delil ile kanıtlanması mümkündür. Dosyaya ibraz edilen 22.03.2002 tarihli “protokol” başlıklı belgenin de anılan içtihadı birleştirme kapsamında yazılı belge niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Keza anılan belge içeriğinden taşınmazların iadesinin teminat riskinin ortadan kalkması sonucuna bağlandığı da görülmektedir. Nevarki, mahkemece inançlı işlem hukuksal nedeni üzerinde durulmadığı gibi, teminat riski konusunda da bir değerlendirme yapılmamıştır.Hal böyle olunca, taraflardan riskin ne olduğu hususunun sorulması, belirlenecek bu riskin ortadan kalkıp kalkmadığının tarafların bildirecekleri delillerle açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü ( 6100 Sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla ) 1086 Sayılı HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.