Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8472 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 2954 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : TURGUTLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/12/2011NUMARASI : 2009/350-2011/483Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı mirasçılarınca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamında vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiası yönünden araştırma yapılması gereğine değinilmiş, mahkemece, dava konusu taşınmazın davalıya temlikinin vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiği iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Ne var ki, dosya kapsamı karşısında mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez. Şöyle ki, dosya kapsamı ile, davacı M.’in birlikte yaşadığı H.’nin başkasından olan oğlundan torunu A.’in sarraf olarak ticaretle iştigal ettiği, işlerinin kötü gitmesi bakımından Ahmet’in taşınmazı satarak iş kurması amacıyla davacıdan bir şekilde temin ettiği vekaletle vekilin taşınmazı 06.06.2003 tarihli akitle 12.000,00 TL ye davalı Mehmet’e satış suretiyle temlik ettiği, oysa taşınmazın keşfen belirlenen gerçek değerinin 68.097,50 TL olduğu, arada fahiş fark bulunduğu, davalının ise benzin işletmeciliği ile iştigal ettiği, taşınmazın gerçek ederini bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda olduğu, ederi daha yüksek olan bir taşınmazı çok cüzi bir meblağ ile satım ve alımında tarafların el ve işbirliği içinde olmadığının kabul edilemeyeceği açıktır.Bir bakıma davacının vekilin ticari yönden rahata kavuşmasını amaçlayarak vekalet verdiği kabul edilse bile, vekilin sadakat ve özen borcu doğrultusunda hareket etmesi gerekeceği açık olup, vekil edene ait taşınmazın kendisini zararlandıracak şekilde işlem yapmasını gerektirmeyeceği de kuşkusuzdur. O halde, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacı mirasçılarının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.7.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.