MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/12/2013NUMARASI : 2010/311-2013/522Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacıların H. B. mirasçıları oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 106 ada 9 parsel sayılı taşınmazın “H.:H. kızı” adına kayıtlı iken Vakıflar idaresi tarafından hasımsız olarak açılan İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/295 Esas, 2009/87 Karar sayılı dava dosyasında mutasarrıfı H.kızı H.mirasçısı olmadığından bahisle mahlulen vakfı adına tesciline karar verildiği ve kararın 08.07.2009 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın 09.03.2010 tarihinde vakfı adına tescil edildiği, davacıların önceki kayıt maliki H.kızı H. miras bırakanları Hamit kızı H.B.olduğunu, vakıf adına yapılan tescilin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, taraflar arasındaki ihtilafın davacıların 106 ada 9 parsel sayılı taşınmazın önceki kayıt maliki “H.:H.kızı”nın mirasçıları olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ile çözümlenebileceği kuşkusuzdur. Nitekim bu husus mahkemenin de kabulünde olup, yargılama sırasında bu yönde davacılara önel verilmiş, davacılar tarafından İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2011/36-1101 Esas-Karar sayılı dava açılmış ve sonuçlanmıştır. Ne var ki, davacılar tarafından İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan 2011/36-1101 Esas-Karar sayılı davada, H.B.mirasçılarının tespiti ile yetinilmiştir. Esasen bu husus anılan kararın onanmasına ilişkin Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2013 tarihli ve 2012/8639 Esas, 2013/1732 Karar sayılı ilamında da vurgulanmış ve davacıların miras bırakanı ile kayıt malikinin aynı kişi olup olmadığının belirlenmesinin Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girmediği de göz önüne alınarak hükmün onandığı açıklanmıştır.Hal böyle olunca, davacıların önceki kayıt maliki “H. kızı H.e” nin mirasçısı olduklarını iddia ettikleri nazara alınarak, “H. kızı H.”ye ait hasımlı mirasçılık belgesi ibraz etmesi için davacılara süre verilmesi, bu yönde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak neticeye göre karar verilmesi gerekirken, anılan husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.