Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8427 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5472 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: SALİHLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 18/12/2008NUMARASI: 2007/331-2008/724Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanları M.D.'nin kanser hastası olduğunu öğrendiği bir sırada işlerinin idaresi için davalı oğlu Y.'e verdiği vekaletname kullanılarak murise ait 308 ada 20 parsel sayılı taşınmazı vekil ile işbirliği halinde olan diğer davalıya düşük bir bedelle vekaleten sattığını, Y.'in vekalet akdini kötüye kullandığını ileri sürüp, satış işleminin iptali ile taşınmazın miras payı oranında adına tescilini, olmazsa miras payı oranında uğradığı zararın tazminini istemiştir.Davalı Y. davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını; taşınmazın, hastane masraflarının karşılanabilmesi için murisin talimatı ile satıldığını, davalı R., tapu kaydına güvenerek dava konusu taşınmazı satın aldığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davacının davasını ispatladığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.7.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Yüksel Döşemeci vekili Avukat B. Y.D. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden R. G. vekili Avukat ile yine diğer temyiz eden Y.D.vekili Avukat gelmediler, yokluklarından duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın pay oranında kabulüne karar verilmiştir.Davacı, miras bırakan M.'in sağlığında davalılardan Y.'i vekil kıldığını ve anılan vekaletname kullanılarak murise ait 20 parsel sayılı taşınmazın vekille el ve işbirliği içerisinde olan diğer davalıya cüz'i bir bedelle temlik edildiğini ve miras bırakanın zararlandırıldığını iddia ederek 8.12.2008 tarihli oturumdaki beyanı ile pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine bulunduğu anlaşılmaktadır.Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre davada vekalet görevinin kötüye kullanıldığı hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Diğer taraftan, miras bırakan Mükerrem'in ölüm tarihine göre terekesinin Türk Medeni Kanununun 701 ila 703.maddelerinde öngörülen elbirliği mülkiyetine tabidir. Hemen belirtilmelidir ki, bazı istisnai haller dışında elbirliği mülkiyetine tabi olan durumlarda tüm mirasçıların birlikte dava açmaları asıldır. Ancak, bir mirasçının tereke adına dava açması halinde ise dava dışı mirasçıların açılan davaya muvafakatlarının sağlanması veyahut TMK. 640.maddesi hükmü uyarınca terekeye temsilci atanması suretiyle davanın sürdürülmesi icabetmektedir.Oysa, somut olayda vekalet görevinin kötüye kullanması hukuksal nedeniyle pay oranında iptal ve tescil isteğiyle dava açılmış olup, böylesi bir davanın elbirliği mülkiyetine ilişkin yukarıda değinilen hükümler gözetildiğinde dinlenilmesine olanak bulunmadığı gibi böylesi bir istekle açılan davada diğer mirasçıların davaya dahil edilerek sürdürülmesi de mümkün değildir.Öyle ise, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 20.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.