MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.09.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... vd. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakanları ...'nun maliki olduğu 3634 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümü davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, esasa yönelik bir savunmada bulunmamıştır.Mahkemece, mirasbırakanın yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilemediği, ancak duruşmalara vekili sıfatıyla Av...'nin katıldığı ner varki; vekâletnamesinin dosyada bulunmadığı, gerekçeli kararın da anılan avukata davalı vekili sıfatıyla tebliğ edildiği, kararın bu vekil tarafından temyiz edildikten sonra dosyada vekâletnamesinin olmadığı gerekçe gösterilerek 20.05.2015 havale tarihli dilekçe ile Av.... tarafından temyiz için yatırılan harç ve yargılama giderlerinin iadesinin talep edildiği, bu sırada durumu öğrenen davalı tarafından avukat Av....'nın vekil kılındığı ve Av. ... tarafından gerekçeli kararın süresinde temyiz edildiği anlaşılmaktadır.Bu durumda; hem dava dilekçesi hem de gerekçeli kararın ve duruşma gününün usûlüne uygun olarak davalıya tebliğ edildiğini ve savunma hakkı tanındığını söyleyebilme olanağı yoktur.Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 27. maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmeden başka bir ifadeyle tarafları dinlemeden, onları, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usûlüne uygun olarak davet etmeden mahkeme hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Öte yandan, tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı adres araştırması ve tespitinin yöntemi 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nda (Teb. K.) gösterilmiş, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 48. ve diğer maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler getirilmiştir.Bu nedenlerle öncelikle; yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması asıldır. Değinilen işlemleri nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usûli işlemdir. Tebliğ ile ilgili Teb. K. ve Tüzük hükümleri şeklidir. Bu nedenle,tebligata ilişkin yasal hükümlerin gözden uzak tutulmaması ve uygulanması zorunludur.Kural olarak ‘tebligat’ tebligat yapılacak kişiye bilinen en son adresinde yapılır (Teb. K. 10. md.). Son adreste bulunamamışsa, teblig memuru bulunabileceği adresi araştırır. Bulamazsa, durumu Muhtarlığa onaylatmak suretiyle saptar (Teb. K. 28 md.). Tebliği çıkaran kuruluşa bildirir. İlgili kuruluş adresi kişinin mensubu olduğu kurumlardan Tapu, Muhtarlık, Nüfus,Vergi Dairesi, Belediye idaresinden adresini araştırır. Buna rağmen, adres tespit edilemezse adres meçhul sayılarak ilanen tebligat kararı verilebilir.(Teb. K 46. md.). Özetlenen ilkeler, yasal ve yargısal uygulamalarla benimsenmiş öğretide de bu yönde görüşler ifade edilmiştir.O hâlde, yukarıda belirtilen işlemler yapılmaksızın ve ilkeler göz ardı edilerek sonuca gidilmiş olmasının doğru olduğu kabul edilemez. Esasen, taraf teşkilinin sağlanması Anayasanın 90/son maddesi delaletiyle ... Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Hâl böyle olunca; davalıya usûlüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.