Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8369 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2686 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/07/2012NUMARASI: 2010/76-2012/284Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, eski hale getirme davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar M.A., A.A. tarafından yasal süre içerisinde, dahili davalılar B.N.. A.. E. A.. F. A.ve H. B..tarafından süresinden sonra temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım, eski hale getirme ve çekişmenin giderilmesi isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kat mülkiyeti kurulu 29 parseldeki çekişme konusu 2 nolu dairenin M.A.adına, aynı binadaki 6 nolu dükkanın dahili davalılar E. A., B.A.F.A.H:B.adına, 7 nolu dairenin ise davalılar M..A..ile A..S.. A..adına kayıtlı olduğu, davalılar H.. ile S..ın da dava konusu yerleri kiracı sıfatıyla tasarruf ettikleri anlaşılmaktadır. Davacılar, miras bırakanları M..A.den kalan ve davalılar A.., M..ve İ.ile birlikte malik oldukları 2 nolu meskenin ortaklığının giderilmesi amacıyla açmış oldukları davanın yargılaması sırasında anılan bölünün aynı binada yeralan ve davalılar adına kayıtlı olan 6 ve 7 nolu dükkanlara katıldığının tespit edildiğini, bu haliyle karar verilmesinin mümkün olmadığını, davalılar H. H..ile S..ın da diğer davalıların kiracısı olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine, yıkıma, tasdikli proje ile kat mülkiyeti kanununa aykırı tüm değişikliklerin giderilerek taşınmazın eski hale getirilmesine ve çekişmenin giderilmesine karar verilmesini istemişlerdir. Hemen belirtmek gerekir ki; hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem taşımaktadır. Yazılı yargılama usulün de de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp, açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemlidir. Bu ilkeler, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 376. ve 377. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 186. maddesinde yapılan düzenlemelerle hüküm altına alınmış, bu kapsamda Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 186/1. maddesi ile; “ Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saate mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir ” düzenlemesi getirilmiş olup, anılan düzenlemenin emredici olduğu tartışmasızdır. Somut olaya gelince, davalı tarafa 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 186/1. maddesi kapsımında davetiye tebliğ edilmeden sonuca gidilmiş olduğu görülmektedir. Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nin 186/1. maddesi hükmü doğrultusunda taraflara meşruhatlı davetiye gönderilmesi, belirlenen günde hazır olan taraf veya taraflara son söz hakkı verilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. BDahili davalılar B.N.A., E.A., F. A.ve H. B.A.un süresinde temyiz itirazında bulunmadıklarından temyiz itirazlarının reddine, davalılar M.A. A.A. ve vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.