MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/10/2013NUMARASI : 2008/261-2013/321Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali, tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, birleştirilen dava ise muhtesat bedelinin tazmini isteğine ilişkindir. Davacı, davalıyı vekillikten azlettiği halde maliki olduğu 2 parsel sayılı taşınmazı ara malik kullanmak suretiyle adına tescil ettirdiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.Davalı, taşınmazı 35-40 yıl öncesinde başka şehirde yaşayan önceki malikinden satın aldığını, satış işlemi için kendisine vekalet verildiğini, adına düzenlen vekaletname ile tapuda adına temlik yapılamayacağından sonrasında devir edilmesi koşulu ile güvendiği davacı adına tapuda devir işleminin yapıldığını, üzerindeki ev ve meyve ağaçlarının tarafına ait olduğunu belirtip asıl davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada ise fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak taşınmaz üzerindeki muhtesatların bedelinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne karar verilmiş, birleştirilen davada ise muhtesat sahibinin kötüniyetli olması nedeniyle asgari levazım bedeline hükmedilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 17.2.1997 tarihinde noterde düzenlenen vekaletname ile davacının davalıyı vekil tayin ettiği, 13.9.2005 tarihinde ise davalının vekillikten azledildiği, 24.4.2007 tarihli akit ile davacının maliki olduğu 2 parsel sayılı taşınmazın anılan vekaletname kullanılarak Nizamettin'e, 18.7.2007 tarihinde ise Nizamettin tarafından S.. Ö..'e, ondanda vekilikten azledilen davalı Bayram'a 14.5.2008 tarihinde satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, taşınmaz üzerindeki muhtesatlarında davalıya ait olduğu benimsenerek her iki davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Asıl davada davacı Saniye'nin tüm, birleştirilen davada davacı Bayram'ın öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Birleştirilen davada davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği gibi, Türk Medeni Kanununun 723. maddesi gereğince arazi üzerindeki malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Aynı maddenin son fıkrasına göre de; yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.Somut olaya gelince; davalının savunmasında belirttiği gibi taşınmazın imar öncesi 185 parselde Mihriye adında bir kişinin pay sahibi olduğu, sonrasında davacıya satış suretiyle temlik edildiği, davacı ile davalının yaklaşık 45 yıl kadar gayri resmi birlikte yaşadıkları, bu birliktelikten müşterek çocukları olduğu, taşınmaz üzerindeki gecekondu ve meyve ağaçlarından oluşan muhtesatların davalıya ait bulunduğu, gecekonduda 20 yıldır davalının yeğeninin oturduğu tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Bu durumda; tarafların uzun süre birlikte aile hayatı yaşamış olmaları gözetildiğinde, muhtesatların yapıldığı dönem itibariyle davalının iyiniyetli olduğu düşünülmelidir. Nitekim bu durumun akside kanıtlanabilmiş değildir.Hâl böyle olunca; birleştirilen davada, davacı Bayrama'a ait tüm muhtesatların gerçek değerinin hesaplanıp kabul kapsamına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Birleşen davanın davacısı B.. U..'ın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.