Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8342 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 418 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KIRKAĞAÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/03/2012NUMARASI : 2009/199-2012/79Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi,ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 2463 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan M. Ü.adına kayıtlı olduğu, davacılar ve dava dışıM.Ü.’in mirasçı bulundukları, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, davalının çekişme konusu taşınmazı haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın kullandığı, harici satın almaya dayalı olarak anılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili için açtığı davanın da reddedildiği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; davalı, dava konusu taşınmazı haricen satın aldığını, 27 yıldır kullandığı taşınmaza faydalı masraflar yapıp mevcut haline getirdiğini savunarak, 02.04.1984 tarihli gayrimenkul satış senedini ibraz etmiştir.Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 706., Borçlar Yasasının 213. (yeni 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yasanın 237) ve Tapu Kanununun 26. maddeleri uyarınca tapulu taşınmazların haricen satışı geçersizdir. Keza, davalının dava konusu taşınmaz hakkında haricen satın almaya dayalı olarak açtığı tapu iptali ve tescil davası, Kırkağaç Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.12.2005 tarihli, 2004/224 esas, 2005/191 karar sayılı ilamı ile reddedilmiş, ret kararı derecattan geçmek suretiyle kesinleşmiştir. .Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 994. maddesi ilk fıkrasında, “ iyiniyetli zilyet, geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebilir ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabilir” hükmü öngörülmüştür.O halde, taşınmaz davacıların miras bırakanı tarafından davalıya haricen devredildiğine göre, 10.07.1940 tarihli, 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca davalının daha önce dava açtığı, açtığı davanın reddedildiği ve kararın kesinleşme tarihi de gözönünde bulundurulmak suretiyle hapis hakkı ve taşınmazda yapılan iyileştirmeler nedeniyle Türk Medeni Kanununun 994. maddesine göre değerlendirme yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; davalının savunması doğrultusunda, delillerinin toplanması, tanıklarının dinlenmesi, hasıl olacak sonuca göre hapis hakkı bakımından Türk Medeni Yasasının 994. maddesi hükmü uyarınca bir değerlendirme yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile mutlak surette elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.