Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8329 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5579 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : ÜRGÜP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/01/2012NUMARASI : 2010/211-2012/9Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve eski hale getirme davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi 'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Davacı vekili 12.7.2010 havale tarihli dilekçe ile ; kayden maliki olduğu Ü. ilçesi D. Mahallesi ..ada 32 sayılı taşınmaz ile davalının kayden malik olduğu ..ada 19 sayılı taşınmaz arasında bulunan duvarın davalı tarafından kaldırılarak müvekkiline ait taşınmazın bir bölümünün kullanılmak suretiyle el atıldığını bildirip , el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve eski hale iade isteklerinde bulunmuş, daha sonra 4.10.2011 havale tarihli ıslah dilekçesi ile ecrimisil miktarını artırmıştır. Davalı; el atmasının bulunmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının kayden maliki olduğu taşınmazın bir bölümünün haklı bir sebep olmaksızın davalı tarafından kullanılmak suretiyle el atıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının el atmasının önlenmesine, davacı ve davalıya ait taşınmaz arasına duvar inşa edilerek taşınmazın eski hale getirilmesine ve ecrimisile karar verilmiştir.Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve eski hale getirme isteklerine ilişkin olup dosya içeriğinden ve toplanan delillerden mahkemece davacının kayden malik olduğu ...ada 32 sayılı taşınmazın fen bilirkişiler tarafından ortak düzenlenen 22.3.2011 havale tarihli krokili raporda kırmızı ve yeşil renk ile boyalı olarak işaretlenen toplam 26,66m2 yüzölçümlü kesimine davalı tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın el atıldığı gözetilerek el atmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine;Ne varki ; Mahkemece davacı ve davalıya ait taşınmazlar arasında bulunan duvarın davalı tarafından yıkıldığı kabul edilerek yıkılan duvarın yeniden inşaasına , taşınmazın eski hale getirilmesine ve ecrimisile karar verilmiş ise de davalı ... ada 19 sayılı taşınmazı 30.12.1997 tarihinde bugünkü haliyle satın aldığını, taşınmazın fiili kullanımına bugüne kadar davacının itirazının bulunmadığını iddia etmiştir. Mahkemece iki taşınmaz arasında önceden duvar bulunup bulunmadığı, ne zaman ve kim tarafından yıkıldığı, taşınmaz üzerinde bulunduğu belirtilen barın ne kadar süreyle ve ne şekilde kullanıldığı, el atmanın ne zaman oluştuğu ve fiili kullanım şeklinin süresi yönünde araştırma ve inceleme yapılmadan, davacı ve davalının belirttiği tanıkların beyanlarına başvurulmadan soyut ve gerekçesiz olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Bundan ayrı davacı, davalıya el atmasını sonlandırması ve ecrimisil ödemesi yönünde ihtar göndermemiştir. Davalı da ...ada 19 sayılı taşınmazı 30.12.1997 tarihinde bugünkü haliyle satın aldığını, taşınmazın fiili kullanımına bugüne kadar davacının itirazının bulunmadığını iddia ettiği halde, bu savunma açıklığa kavuşturulmadan, davacının, çekişmeli yeri davalının kullanımına muvafakat edip etmediği, taraflar arasında BK'nun 299. maddesi hükmünde öngörüldüğü şeklinde şifai bir ariyet bağıtının kurulup kurulmadığı ve aynı Yasanın 304. maddesi uyarıncada dava açılmasıyla muvafakatın geri alınıp alınmadığı, başka bir deyişle akdin feshedilerek sonlandırılıp sonlandırılmadığı üzerinde de durulmamıştır. Diğer taraftan kabule göre de davacı 04.10.2011 havale tarihli ıslah dilekçesiyle ecrimisil dönemlerini ve faizin başlangıç tarihini belirterek ecrimisil miktarını artırdığı ve ıslah dilekçesinin sonuç bölümündeki ecrimisil dönemlerinde yaptığı maddi hatanın düzeltilmesi istemiyle 24.10.2011 havale tarihli dilekçeyi mahkemeye sunduğu halde mahkemece; 04.10.2011 havale tarihli ıslah dilekçesinin sonuç bölümü dikkate alınarak gerekçe belirtilmeden yazılı şekilde ecrimisile hükmedilmesi ve faizin başlangıç tarihinin hüküm yerinde belirtilmemesi de doğru değildir.Hal böyle olunca davacının iddiası ve davalının savunması yönünde taraflardan delil ve belgeleri istenmeli, bildirilen tanıklar dinlenerek sunulan delil ve belgeler incelenerek iddia ve savunmadan hangisine ve ne sebeplerle değer verildiği belirtilmek suretiyle yukarıda değinilen ilkelerde gözetilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken aksi düşünce ile eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir..Açıklanan nedenlerle davacı A.A. ve davalı K.A.'ın bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.7.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.