Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda,yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı M.vekili ve davacı S. vekili ile tavzih kararı ile birlikte dahili davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi .raporu okundu.açıklamaları dinlendi,gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Davacıların öteki temyiz itirazları ile dahili davalıların tavzih kararı ile birlikte temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği ve 6100 sayılı HMK.nun 312. maddesind düzenlendiği üzere; “Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.Davalı,davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.492 sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesine göre de "Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” şeklinde yasal düzenlemeler öngörülmüştürDiğer bir hususta,Tavzih 6100 sayılı HMK. nun 305.(1086 sayılı HUMK.nun 455.) maddesinde düzenlenmiş olup, "hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz,genişletilemez ve değiştirilemez." şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.Somut olaya gelince;Davaya dahil edilen kişiler lehine avukatlık parasına hükmedilmemişken S..G..vekili tarafından verilen tavzih dilekçesi üzerine 24.12.2012 günlü tavzih kararı ile dahili davalılar lehine 6.300,00.-TL avukatlık parasına hükmedilmiştir.Ayrıca 28.02.2007 tarihli ilk oturumdan önce davalı İ. K.22.12.2006 tarihinde davaya konu taşınmazlarla ilgili olarak yapmış olduğu üretim masrafları karşılığı olarak davacılar tarafından miras paylarına isabet eden 6.099,00'ar TL nin ödenmesi halinde davacıların her birine 11.926,00'şer TL ödemeyi kabul ettiğini beyan etmiştir.Hal böyle olunca,yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde;Mahkemece karar verilip, yargılamadan el çekildikten sonra dosya yeniden ele alınarak vekalet ücreti ile ilgili bir hüküm kurulmasına yasal olanak yoktur.Yerel mahkemece vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrası tavzih yolu ile eklenmiş olup bu husus açıkça yasaya aykırılık teşkil etmektedir.O halde, mahkemenin 24.12.2012 tarih 2009/198 Esas 2012/383 Karar sayılı tavzih kararı adı altında verdiği kararın ortadan kaldırılmasına karar verilip işin esası bakımından da,Davalı İ.K..in ilk oturumdan önce davayı kabul ettiği gözetilerek harç,yargılama gideri ve vekalet ücretinin hesaplanıp dahili davalıların sorumluluklarının değerlendirilmesi,ondan sonra hasıl olacak sonuca göre harç,yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda bir karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi uyarınca davanın kısmen reddine karar verildiği gözetilerek kendisini vekille temsil ettiren dahili davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi,Davacılar ecrimisil talep ederken faiz isteminde de bulundukları halde bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetsizdir.Davacı M.G.vekili ve S.G.M.vekili ve dahili davalılar vekilinin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.