Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 832 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21510 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SİVAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/01/2014NUMARASI : 2012/228-2014/15Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı M..K.. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-Dava, çaplı taşınmazdaki bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve projesine uygun hale getirilmesi isteğine ilişkindir.Davacılar, kayden mirasbırakanın maliki bulunduğu 14 nolu bağımsız bölümün bir kısmını davalıların kendi bağımsız bölümüne katarak müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve eski hale getirilmesi isteği ile eldeki davayı açmışlardır.Davalı Menekşe, bayiinden satın aldığı haliyle kullanmaya devam ettiğini, kendisinin bir müdahalesinin bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuş, diğer davalı Tahsin ise davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, mimari projeye göre elatma olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davalı Menekşe hakkındaki davanın kabulüne, diğer davalı Tahsin yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kat irtifakı kurulu 13 sayılı parseldeki 14 nolu dükkanın davacıların murisi, 15 ve 16 nolu dükkanların ise, davalı Menekşe adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; asıl olan yapının tasdikli mimari projesidir. Projesine aykırılık teşkil eden fiili duruma hukuken değer verilemeyeceği tartışmasızdır. Başka bir ifadeyle, mülkiyet hakkından kaynaklanan bütün hak ve mükellefiyetlerin alıcısına geçeceği, yeni mülkiyet sahibinin de mülkiyet hakkından doğan haklardan yararlanacağı ve yapının mimari projesine uygun hale getirilmesini isteme hakkının bulunduğu kuşkusuzdur.Ne varki, mahkemece yapılan keşif sonucu fen ve inşaat bilirkişilerinden alınan ilk iki raporda tasdikli mimari proje ile fiili durumun uyumlu olmadığı ve davalının kullanımında olan 10 m² lik bölümün projeye göre davacının bağımsız bölümü içinde kaldığı belirtilmiş isede aynı bilirkişiden alınan ikinci ek raporda 28 m² lik bölümün tecavüzlü olduğu açıklanmış ve mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ikinci ek rapor hükme esas alınmıştır.Hal böyle olunca, ana yapının yapı inşaat (mimari) projesi esas alınmak suretiyle mahallinde üç kişilik ehil bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılarak elde edilecek rapor ve krokiler ile önceki raporlar arasındaki çelişkininde giderilmlesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalı M.. K..'in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.