Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8313 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 6564 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, yaşlı ve yalnız bir kadın olmasından faydalanan davalı Ali ve annesinin akraba olmaları bahanesi ile kendisine yakınlaştıklarını, diğer akraba ve komşularını çevresinden uzaklaştırdıklarını, manevi baskı ve korkutma altında tutarak maliki bulunduğu 12666 ada 17 parseldeki 16 nolu bağımsız bölümü Ali'nin satış göstererek üzerine aldığını, daha sonra Ali'nin bu yeri el ve işbirliği içinde hareket eden diğer davalı İbrahim'e muvazaalı olarak devrettiğini, davalı Ali ve annesinin baskı ve korkutmasından başka akrabalarının 31.10.2003 tarihinde kendisini davalılardan uzaklaştırmaları ile kurtulduğunu ileri sürüp davalı İbrahim adına olan tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini istemiştir, Davalı Ali, davacıdan satın alarak maliki olduğu dava konusu taşınmazı ihtiyacı nedeniyle diğer davalı İbrahim'e sattığını, satışın gerçek ve geçerli bir akit olduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığı gibi hayatın olağan akışına da ters düştüğünü, 1955 doğumlu İbrahim, dava konusu olayla ilgisi bulunmadığını, davada kendisine husumet yöneltilemeyeceğini bildirip davanın reddini savunmuşlar, davalı 1980 doğumlu İbrahim, duruşmalara katılmamış,' yanıt da vermemiştir. Mahkemece, davada 1955 doğumlu İbrahim'in ilgisi bulunmadığı, davacı ile Ali arasında yapılan sözleşmenin ikrah ile illetli olduğu, Ali ile İbrahim arasındaki satış işleminin ise danışıklı olduğu gerekçeleriyle; 1955 doğumlu İbrahim hakkındaki davanın husumetten reddine, Ali ve 1980 doğumlu İbrahim aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı Ali vekili ve davalı İbrahim tarafından süresinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedilerek gereği görüşülüp düşünüldü. Dava ve birleşen dava tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Çekişme konusu 12666 ada 17 parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümün ikrah yolu ile davalı Ali'ye ondan da davalı İbrahim'e temlik edildiği iddiasıyla açılan davanın yargılaması sırasında, kayıt maliki İbrahim'in başka kişi olduğu, asıl davalı olması gereken kişinin 1980 doğumlu İbrahim olduğu belirtilerek ayrı bir dava açıldığı, Antalya Sekizinci Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/115 esasına kaydedilen bu davanın önce açılan dava ile birleştirildiği ve birleştirilen davanın davalısı hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, hakkında hüküm kurulan birleştirilen davanın davalısı İbrahim'e dava dilekçesinin usulen tebliğ edilmediği, onun bakımından taraf teşkili sağlanmadığı görülmektedir. Taraf teşkili yapılmadan, davalıya savunma hakkı verilmeden karar verilmiş olması doğru değildir. Hal böyle olunca, davalı 1980 doğumlu İbrahim'e yöntemine uygun şekilde dava dilekçesinin tebliğ edilmesi, taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene iade edilmesine, 13.07.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.