MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/12/2012NUMARASI : 2012/228-2012/451Yanlar arasında görülen tapuda isim düzeltilmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Talep, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, isteğin kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacılar, kayden paydaşı oldukları 9 parsel sayılı taşınmazda paydaş görülen “ F. K.” nun tapu bilgilerinin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilip “K.A.” olarak düzeltilmesini TMK nun 713/2 maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil davası açacakları için anılan kişinin tapu kayıtlarının düzeltilmesi gereğine değinerek eldeki davayı açmışlardır.Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/9-ç maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.Bunun Yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin aktif dava ehliyeti vardır. Somut olaya gelince; tapu kaydındaki ad ve soyadı kayıtlarının düzeltilmesi istenilen K. A.ın 1948 yılında öldüğü ve mirasçı olarak dava dışı çocuklarının kaldığı, davacıların ise irsen bir bağlantılarının bulunmadığı kayden sabittir. Hal böyle olunca; mahkemece davacıların ileri sürdükleri çekişme konusu taşımaz hakkında tapu iptal ve tescil davası açıp eldeki davaya yönelik yetki alıp almadıklarının sorulması, şayet açılmış bir dava yok ise eldeki davayı açmakta korunmaya değer bir hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi delaleti ile 1086 sayılı HUMK.nun 428 maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.