Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8287 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 7146 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: MERZİFON ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 01/04/2010NUMARASI: 2007/342-2010/175Taraflar arasında görülen davada;Davacılar,kayden maliki oldukları 47 ada 31 parselde bulunan taşınmazlarının komşu 47 ada 21 parselde bulunan binanın yıkımı sırasında zarar gördüğünü, çatlaklar oluştuğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ispat edilemeyen asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava çaplı taşınmazda bulunan taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davaların ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden toplanan delillerden, dava konusu 47 ada 31 parsel sayılı taşınmazın kayden davacılara ait olduğu, komşu 21 parselde bulunan evin yıkım işinin davalı tarafından yerine getirildiği görülmektedir. Davacılar komşu parselde bulunan evin davalı tarafından yıkımı esnasında evlerinde çatlaklar meydana geldiğini, binalarının saçaklarının kesildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğiyle eldeki davayı açmışlardır. Gerçekten de Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007 / 70-38 Değişik İş sayılı tespit dosyasındaki 25.07.2007 tarihli bilirkişi raporunda “…binanın dış duvarının yerden takriben 1.5 metre yüksekliğindeki kısımda ve binanın içerisinde mutfak ve holdeki duvarlarda yatay ve düşey çatlakların olduğu, binanın çatısının arka kısmında ve kendi arsası içinde kalan ve binanın temeline yağmur sularının akmasını önleyen saçakların kesilmesi sonucunda yağmur sularının binanın temeline akması ve temelinde oturması sebebi ile temelin üzerinde örülmüş olan duvarın çatlamasına sebebiyet verildiği …”belirtilmiştir. Ayrıca anılan raporda zararın giderilmesi için alınması gereken önlemlerin de belirtildiği görülmektedir. Mahkemece yerinde yapılan uygulama sonucu alınan 23.11.2007 tarihli bilirkişi raporunda ise çatlakların ne zaman oluştuğunun kesin olarak tahmin edilemeyeceği belirtilmiş ve binadaki çatlakların nasıl ve ne şekilde onarılacağı, onarım maliyeti belirtilmiştir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm vermeye yeterli olduğu söylemez. Tespit raporu ile mahkemece yapılan uygulama sonucu alınan raporlar arasında çelişkiler mevcuttur. Bu çelişkiler giderilmeden hasarın ne şekilde ve nasıl meydana geldiği şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmeden davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Hal böyle olunca, tespit raporunda belirtilen bulgular da değerlendirilerek mübayenetin giderilmesi,hasarın ne zaman ve ne şekilde meydana geldiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçe ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428 maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.