Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8285 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22101 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANTALYA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/07/2013NUMARASI : 2012/95-2013/358Taraflar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl ve birleştirilen dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 8792 ada 1 parsel sayılı arsa vasfındaki taşınmazın, bir kısım davacılar ile bir kısım davacıların mirasbırakanı ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde davalı kuruma ait trafo binasının yer aldığı, taşınmazın çevresinin tel örgü ile çevrilerek davalı kurum tarafından sahiplenildiği, davacılar tarafından açılan kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminat davalarının bir kısmının kabulle sonuçlandığı bir kısmın ise halen derdest olduğu, eldeki asıl ve birleştirilen davanın ise kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminat davalarının açıldığı tarihlerden önceki dönemlere ait ecrimisil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; davalının haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın dava konusu taşınmaza yapılanmak suretiyle elattığı saptanmak suretiyle asıl ve birleştirilen davalarda ecrimisile hükmedilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Ancak bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Öte yandan, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, eğer arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olayda; mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bir inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır. Şöyle ki; hükme esas alınan bilirkişi raporunda güçlü delil olarak kabullenilip hesaplamaya esas alınan ancak başka bir taşınmazla ilgili olan Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/377 E. sayılı dosyasındaki raporda, taşınmazın 2004 yılı için m² birim ücreti(ecrimisil olarak) 43,22 TL belirlenmiş, eldeki davada da bu rakama enflasyon rakamları yansıtılıp 2007 yılı için m² birim ücreti 55,80 TL bulunarak hesaplama yapılmıştır. Ne var ki; emsal kabul edilen Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/377 E.sayılı dosyasında hüküm altına alınan ecrimisil, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin bozması sonrası, mahkemece tekrar hesaplatılarak 2004 yılı m² birim ücreti bu sefer 15,37 TL bulunmuş ve bu değer üzerinden hesaplanan ecrimisile hükmedilmiştir. Öte yandan; emsal alınan Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/377 E. sayılı dosyasına konu taşınmaz tarla niteliğine olup, dönemi ve konumu itibariyle dava konusu taşınmaz için emsal olduğunun kabulünün mümkün olmadığı da açıktır.Hal böyle olunca, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenip, yukarıda belirtilen ilkeler de gözetilerek yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde keşif yapılması, dava konusu taşınmazın mutat kullanımı, taşınmazın büyüklüğü, işgal alanı, kullanım durumu gibi hususlar karşılaştırılmak suretiyle, ilk dönem ecrimisil bedeli belirlenip, tespit edilen bu değere sonraki yıllar için enflasyon rakamları yansıtılarak hesaplanacak ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.